Sizin Partiniz’in (Your Party) kuruluş konferansı 29-30 Kasım tarihlerinde Liverpool’da düzenlendi. Konferans, eski İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn ve eski İşçi Partisi milletvekili Zarah Sultana tarafından duyurulduğundan bu yana partinin siyasi şansının olağanüstü bir düşüş yaşadığını gösterdi.
Bu bir kriz konferansıydı. Corbyn ile Sultana arasında, mali varlıkların ve üye listelerinin kontrolü üzerine odaklanan, aylarca süren sert ve ilkesiz hizip savaşları, işçiler ve gençler arasındaki coşku dalgasının çökmesine neden olmuştu. Konferansın arifesinde, başlangıçta destekçi olarak kaydolmuş 850.000 kişiden sadece 55.000’i kalmıştı.
Anketlerde Sizin Partiniz, Zack Polanski’nin Yeşil Partisi’nin gölgesinde kalıyor. Yeşil Parti’nin üye sayısı şu anda üç kat daha fazla ve gençlik kolunda 50.000’den fazla üye var. Birçok kişi tarafından Yeşil Parti Keir Starmer’ın nefret edilen İşçi Partisi hükümetine karşı daha iyi bir “sol” alternatif olarak görülüyor.
Katılımın iki ay önce 13.000, bir hafta önce ise 4.000 olacağı tahmin edilirken, Liverpool Arena ve Kongre Merkezi’ne 2.000’den az üye geldi. Konferansın canlı yayını sadece 1.700 izleyici çekti. Konferans öncesinde partinin adı ve bir dizi gözden geçirilmiş değişiklik hakkında başlayan çevrimiçi oylamada katılım 17.000’i hiç geçmedi.
Konferansta Corbyn ve —baş infazcı Karie Murphy önderliğindeki— başlıca destekçileri temel demokratik normları hiçe saydılar. Önce solcuları hedef alan bir cadı avı ve ihraçlarla başlayan bu süreç, akla gelebilecek her türlü bürokratik entrika ile devam etti.
Jeremy Corbyn: Cadı avcısı
Cuma günü, Corbyn’in Bağımsız Milletvekilleri İttifakı ve atadıkları konferans yürütme komitesi, Sosyalist İşçi Partisi (SWP) genel sekreteri Lewis Nielsen ile SWP üyeleri Samira Ali ve Hector Sierra’yı ihraç etti. Cadı avcıları o kadar hevesliydiler ki, hiç üye olmamasına rağmen SWP’nin önde gelen teorisyeni Alex Callinicos’a da ihraç e-postası gönderdiler. Eski Preston meclis üyesi ve Counterfire üyesi Michael Lavalette’in yanı sıra, George Galloway’in eski siyasi danışmanı ve Sultana’nın yakın müttefiki olan güney Londra’nın Kingston bölgesinden meclis üyesi James Giles’ın da girişine izin verilmedi.
Corbyn’in bu “Uzun Bıçaklar Günü”* kuruluş konferansına açık bir mesajdı: İşçi Partisi’nin ikinci versiyonu olarak partinin kuruluşuna karşı hiçbir muhalefet hoş görülmeyecek ve partiyi daha solcu bir yöne kaydırmaya yönelik tüm çabalar engellenecektir.
Buna rağmen, o gece Sultana’nın konferans öncesi mitinginde konuşan Nielsen, “Uzun zamandır ilk kez umutla doluyum,” diyebildi. Corbyn’in hizipsel saldırısıyla karşı karşıya kalan Nielsen, “Bunu başarabiliriz… Sizin Partiniz’i kazanabilecek bir siyasi güç haline getirebiliriz,” diye ısrar etti.
Yedi dakikalık konuşmasının ortasına kadar kendi ihracı konusunda sessiz kalan Nielsen, sorumluların isimlerini vermekten kaçındı ve sadece “partiyi tepeden yöneten bir klik”ten bahsetti.
“Bu hafta sonu bir dönüm noktası olmalı” diye ısrar eden Nielsen, SWP’nin Sultana’yı “sonuna kadar” destekleyeceğini taahhüt etti ve “İşçi Partisi’nin ikinci versiyonuna ihtiyacımız yok,” dedi.
Ancak Corbyn’in destekçileri tam da bunu yaptılar. Çünkü onlar, Sultana ve onun SWP, Counterfire ve diğer sahte sol gruplar içindeki destekçilerinin “birlik” ihtiyacı açıklamalarını zaten biliyorlardı.
Bürokratik bir kumpas
Konferans Corbyn’in kliğinin örgüt üzerindeki kontrolünü sürdürmesi için düzenlenmiş bir kumpastı.
Sizin Partiniz’in kuruluş belgeleri —Tüzük, Politika Belgesi, İç Tüzük ve Örgütlenme Bildirgesi— önceki ay Yanis Varufakis’in DIEM25’i tarafından oluşturulan tartışmalı bir çevrimiçi toplu editörlük uygulaması ile “taban üyelerinin geri bildirimlerine” açılmıştı. Bu aracın şeffaf olmayan algoritmaları, sözde “mutabakat” sağlanan noktaları ve belgelerin “geliştirilmiş” yerlerini tespit edecekti.
Üyelerin, bu “geliştirilmiş” kuruluş belgelerine yanıt vermeleri için sadece 36 saatleri vardı. Üyeler tarafından önerilen 560 değişiklikten sadece 100’ü “onay”a layık görüldü. Partinin atanmış yürütme kurulu, Corbyn kliğine yönelik her türlü tehdidi engellemek amacıyla, konferansta tartışılmak üzere bir avuç değişiklik önerisini seçti ve bunları Yol Haritası Değişiklikleri olarak adlandırdı.
En önemlisi de Sizin Partiniz’in reformist Politika Belgesi’ne dair hiçbir değişiklik kabul edilmedi. Belge konferansta tartışılmadı.
Konferansın açılışında, Corbyn’in Bağımsız Milletvekilleri İttifakı tarafından atanan İç Tüzük Komitesi (SOC) Başkanı Andrew Jordan (eski İşçi Partisi ve Momentum üyesi), konferans salonundaki parti üyelerinin değişiklik önerileri veya usul önerileri sunmasının yasaklandığını duyurdu. Bu tür önerileri olanlar ayrı bir odaya yönlendirildi ve SOC üyeleri bu önerilerden (varsa) hangilerinin konferansa sunulacağına karar verecekti.
Bu tür bürokratik prosedürlere karşı çıkan üyeler, ihraç edilmekle tehdit edildi veya mikrofonları kapatıldı. Uzaktan izleyen üyeler için canlı yayın tekrar tekrar kesildi. Konferansa başkanlık eden SOC üyeleri Jennifer Forbes, Claudia Webbe, Laura Smith ve Aghileh Djafari-Marbini, Corbyn’in Bağımsız Milletvekilleri İttifakı’na yönelik her türlü eleştiriyi usule aykırı buldu. Djafari-Marbini, yuhalayan üyeleri azarlayarak kibirli bir şekilde “Beni korkutamazsınız!” dedi.
SWP’den Samira Ali, Corbyn’in eski özel kalemi Karie Murphy’nin emriyle hareket ettiklerini doğrulayan güvenlik görevlileri tarafından konferans salonundan atıldı. SWP’nin Irkçılığa Dur De standı söküldü. Sizin Partiniz liderliği, SWP gibi sadık eleştirmenlere böyle davranıyorsa, iktidara geldiklerinde grev yapan işçilere veya kemer sıkma politikalarına ve savaşa karşı kitlesel halk muhalefetine kim bilir nasıl tepki verecekler?
SWP (ve diğerleri) tarafından daha sonra, Corbyn’in atanmamış ekibinin, konferansta çift [farklı bir partiye] üyelik, kolektif liderlik yapısı ve şubelere fon sağlama konusunda üyeler tarafından yenilgiye uğratıldığı yönündeki iddialar, gerçeği örtbas etmekten ibarettir.
Konferansa çift üyelik konusunda sadece iki seçenek sunuldu. %69,2 oranında kabul gören A seçeneği, “uyumlu partiler”in üyelerinin partiye katılmalarına izin veriyordu. Ancak bu partiler sadece Merkez Yürütme Komitesi (MYK) tarafından onaylanan bir listeden seçilebilecekti. Bölgesel meclislerde en geniş kabul gören seçeneğe göre ise, diğer partilerin üyeleri, partileri Sizin Partiniz’e karşı aday göstermediği sürece serbestçe partiye katılabilmeliydi. Ancak bu seçenek, yürütme grubu tarafından reddedildi.
Üyeler, tek lider modeline karşı kolektif liderliği yüzde 51,6 oranında oy vererek desteklediler. Bu, Corbyn’in Sultana ile liderlik yarışına girmeyeceği anlamına geliyor ancak yine de üst kademelerde devam eden çekişmeyi garanti ediyor. Corbyn’in grubu, “örgütlü kesimler” ve “parti yan kuruluşları”nı dahil ederek MYK’deki konumlarını güçlendirmeye çalışacak. Yürütme grubu, 12 aylık stratejik gözden geçirme kapsamında bunların bir listesini hazırlamakla görevlendirildi.
İşçi Partisi’nin aşağıdan gelen her türlü muhalefete karşı uyguladığı acımasız yöntemler, Corbyn, Murphy ve onların Stalinist destekçileri tarafından bütünüyle benimsenmiştir.
Çevrimiçi yüzlerce kişiden destek alan en popüler değişikliklerden biri, Sizin Partiniz’in milletvekilleri ve görevlilerinin ortalama bir işçinin maaşına eşit bir maaş alması talebiydi. Bu değişiklik bastırıldı ve bunun kabul edilmesi için çağrıda bulunan üyelerin mikrofonları uzun süreli alkışlar eşliğinde kapatıldı.
Zarah Sultana
Sizin Partiniz’in kuruluş konferansı, Corbyn’in liderlik konumunun Sultana tarafından sarsıldığını teyit etti.
İşçi Partisi Meclis Grubu’ndan ihraç edildikten yıllar sonra, isteksizce İşçi Partisi’nden ayrılan Corbyn, Sultana tarafından Sizin Partiniz’i desteklemeye zorlandı. Corbyn, İşçi Partisi lideri olarak izlediği minimal reformist reçetelerle partiyi sınırlamak için elinden gelen her şeyi yaptı.
Sultana, daha radikal bir duruş sergileyerek, işçi sınıfı, özellikle de onun genç kuşağı içinde büyüyen isyan ruhunu, (SWP, Counterfire, Sosyalist Parti dahil) sahte sol partiler ve sol söylemli sendika bürokratlarının ittifakının arkasına kanalize etmeye çalıştı. Bu temelde kazandığı destek, konferansta açıkça görülüyordu.
Sultana, cuma gecesi, çoğu SWP ve diğer gruplara mensup 400 kişinin katıldığı konferans öncesi mitingde şöyle konuştu: “Cadı avı, kumpas ve psikodrama politikaları istemiyorum. Her sosyalistle yoldaşlık ve eşitlik ruhu içinde çalışmak istiyorum ve işçi sınıfının, bir gün dünyayı kontrol etmesi gerektiği gibi, Sizin Partiniz’i de kontrol etmesini istiyorum.” İlk günkü oturumları boykot eden Sultana, konferans salonunun dışında gazetecilere, “gizlice çalışan”, “isimsiz ve kim olduğu belirsiz bürokratlar” tarafından yapılan ihraçlara ve cadı avına karşı olduğunu söyledi.
Corbyn’in cuma gecesi düzenlediği ve “spoiler” olarak adlandırılan rakip etkinlik, 150’den az yaşlı destekçiyi çekebildi. Cumartesi sabahı konferansta yaptığı açılış konuşması, pek sıcak karşılanmadı ve birçok kişi konuşmayı ayakta alkışlamadı.
Pazar günü etkinliğe katılan Sultana ise, Starmer’ın sağcı hükümetini kınayıp göçmenleri ve sığınmacıları savunurken, savaşı, işgali ve soykırımı eleştirip monarşinin kaldırılmasını, milyarderlerin iktidarının sona erdirilmesini ve toplumun sosyalist dönüşümünü talep ederken defalarca ayakta alkışlandı ve tezahürat aldı. Corbyn, Sultana’yı bariz bir rahatsızlık içinde dinledi ve o günden bu yana Sultana’nın tüm ekonominin kamulaştırılması çağrısını alay konusu yaptı.
Britanya’nın sahte sol grupları, Sultana’nın kampanyasının Sizin Partiniz’i sosyalizmin bir aracı haline getirebileceği ısrarında birleştiler. Daha önce, Britanya İşçi Partisi’ni 21. yüzyıl sosyalizminin bir aracı haline getirdiğini söyledikleri Corbyn’i nasıl destekledilerse, şimdi çok daha tehlikeli koşullar altında aynı şeyi tekrarlamaya çalışıyorlar.
Sultana’nın “isyan kampanyası”nın gerçek sınırını, Corbyn ile birlik içinde olduğunu sürekli olarak beyan etmesi belirlemektedir. SWP de aynı yolu izliyor. Kendi üyeleri Corbyn’in kliği tarafından ihraç edildikten sonra bile, SWP pazar günü Sizin Partiniz için “en iyisi, Corbyn ile Sultana’nın kollektif liderliğinde birleşmesidir,” diye yazdı.
Pazar günü konferansta yaptığı konuşmada Sultana, geçen ay New York Belediye Başkanı seçilen Amerikan’ın Demokratik Sosyalistleri (DSA) üyesi Zohran Mamdani’yi överek, onu “taviz vermeyen bir sosyalist, taviz vermeyen bir Müslüman, taviz vermeyen bir göçmen” olarak niteledi. Mamdani “işçi sınıfının, farklı görünen, farklı dua eden ve farklı seven insanları birleştirdiğinde neler yapabileceğini kanıtlayan bir kampanya” yürütmüş.
Mamdani’nin zaferi, dünya emperyalizminin kalbinde işçiler ve gençler arasında sola doğru bir kayma olduğunu ortaya koydu ancak Mamdani ve DSA, Demokratik Parti aygıtı, Wall Street yöneticileri ve devlet ile işbirliği yaparak, onu göreve getiren politikalardan geri adım attılar. Bu süreç, 21 Kasım’da Oval Ofis’te Mamdani’nin faşist Başkan Donald Trump’a alçakça teslim olmasıyla doruğa ulaştı.
Sosyalist bir alternatif arayan işçiler ve gençler, laflarla yetinemezler. Partilerin, liderlerinin ve programlarının tarihlerine ve hizmet ettikleri sınıf çıkarlarına göre acilen gözden geçirilmesi gerekmektedir. Bu görevi yerine getirmek için vazgeçilmez siyasi ve teorik kaynaklar, dünya Troçkist hareketi olan Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi (DEUK) ve onun günlük yayını olan Dünya Sosyalist Web Sitesi’nin (WSWS) yürüttüğü mücadelede bulunmaktadır.
***
WSWS, Sizin Partiniz’in muhabirimizi konferanstan menetme kararına karşı protesto mektupları gönderen okurlarımıza teşekkür eder. WSWS’ye uygulanan men kararı devam etse de protesto açıklamamızın olumlu bir sonucu oldu. Sağcı Daily Express gazetesi muhabiri, açıklamamızın yayımlanmasının ardından akreditasyonlarının iptal edildiği şikayetinde bulundu.
Cumartesi günü konferans dışında konuşan Zarah Sultana, WSWS ve diğer sol yayınlara getirilen yasağa karşı çıktı. Sultana, Daily Express gazetesinin kıdemli siyasi muhabiri Christian Calgie’nin, Sultana’nın Birleşik Krallık’tan sınır dışı edilmesini talep etmesine rağmen, Sizin Partiniz yetkililerinin bu gazeteye akreditasyon verdiğini belirtti.
Dipnot:
* Adolf Hitler’in 30 Haziran ile 2 Temmuz 1934 arasında Nazi Almanya’sında yaptığı “Uzun Bıçaklar Gecesi” denilen kanlı tasfiyeye atıf.
