İsrail İran’da sivil altyapıya saldırırken Netanyahu Tahran’da rejim değişikliği çağrısı yapıyor

İsrail’in Cuma günü başlayan İran’a yönelik saldırısı Pazar günü yeni bir aşamaya girdi. İran’ın hava savunmasının büyük bölümünü imha eden, askeri ve nükleer tesislerine saldıran İsrail, şimdi hedeflerini su arıtma tesisleri ve enerji altyapısı da dahil olmak üzere sivil altyapıya kaydırdı.

İran'ın başkenti Tahran'ın güneyinde, Cumartesi günü İsrail saldırısıyla vurulduğu anlaşılan bir petrol tesisinden büyük bir duman yükseliyor, 15 Haziran 2025, Pazar. [AP Photo]

İsrail ordusu Cumartesi ve Pazar gecesi İran’da 80’den fazla hedefin vurulduğunu bildirdi. Washington Post’un haberine göre, “Tahran sakinleri Pazar öğleden sonra şimdiye kadarki en ağır saldırı dalgasının yaşandığını ve her yarım saatte bir patlamaların meydana geldiğini bildirdi.

Hedefler arasında İran’ın kuzeyindeki su arıtma tesisleri de vardı ve bunların tahrip edilmesi sonucu Tahran sokaklarında lağım suları akmaya başladı. Cumartesi günü İsrail Tahran’daki ana petrol rafinerisine ve dünyanın en büyük doğal gaz sahası olan Güney Pars’a saldırdı.

Pazar günü İsrail saldırılarını havaalanları, üretim tesisleri ve polis karakollarına kadar genişletti.

Bu değişimi yorumlayan Washington Post şöyle yazdı: “Hedefler İsrail’in savaş amaçlarının genişlediğine işaret ediyor gibi görünüyor... Analistlere ve eski yetkililere göre İsrail, İran sanayisini ve altyapısını vurarak İran devletini küçültmeyi, ülkenin zaten kötü durumda olan ekonomisine daha fazla zarar vermeyi ve muhtemelen rejim değişikliğini tetiklemeyi amaçlıyor.”

Eski bir ABD Dışişleri Bakanlığı ve Beyaz Saray yetkilisi olan Richard Nephew, Washington Post’a verdiği demeçte, “Bunun nükleer programı ortadan kaldırmaktan ziyade bir rejim değişikliği olduğu kesin,” dedi. Nephew, “İsrail, İran’ın nükleer silah elde etmesini engellemenin en iyi yolunun İran rejimini devirmek olduğuna karar vermiş olabilir,” diye ekledi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya Fox News Sunday’e verdiği bir mülakatta İran’da “rejim değişikliğinin” hükümetinin bir hedefi olup olmadığı soruldu. Netanyahu “İran rejimi çok zayıf olduğu için bunun kesinlikle bir sonuç olabileceğini” söyledi.

Netanyahu ABD ile İsrail arasındaki işbirliğinin derecesini şöyle vurguladı: “Başkan Trump ile sürekli temas halindeydim... Amerikalı dostlarımızı ve büyük dostumuz Başkan Trump’ı önceden bilgilendirdik. Kendisinin bundan haberi vardı.”

Netanyahu Amerika’nın savaşa katılımının derecesini de vurgulayarak şunları söyledi: “Amerikalı pilotlar, bizim pilotlarımız gibi İsrail’e doğru yönelen insansız hava araçlarını düşürüyor. Amerikan THAAD füze bataryaları Tel Aviv’in ve daha geniş Tel Aviv bölgesinin savunulmasına yardımcı oluyor. Amerikan Aegis gemileri Akdeniz’deler.”

Aynı gün, Irak savaşının mimarlarından John Bolton, Wall Street Journal’da yayımlanan yazısında ABD’nin İran’da rejim değişikliği arayışına girmesi çağrısında bulundu.

Bolton, “1979 İslam Devrimi Tahran’da iktidarı elinde tutuyor ve nükleer ve balistik füze programları ile terör ağlarını yeniden inşa edebilir. Ortadoğu barışı ve güvenliği için tek kalıcı temel Ayetullahların devrilmesidir. Amerika’nın ilan ettiği hedef tam da bu olmalıdır,” diye yazdı.

İran’ın ulusal haber ajansı, Pazar günü İsrail’in saldırılarıyla İran Devrim Muhafızları’nın istihbarat şefinin öldürüldüğünü doğruladı.

İsrail’in İran’a yönelik saldırılarına başladığı Cuma gününden bu yana 224’ten fazla kişi öldürüldü. İran’ın misilleme saldırılarında İsrail’de 14 kişi öldü.

Basında yer alan diğer haberler, ABD’nin hileli müzakere çağrılarıyla mümkün kılınan İsrail saldırısının hainliğini ve caniliğini ortaya koydu. İsrail’in Cuma günü başlattığı saldırıdan sadece birkaç saat önce Trump yönetimi hafta sonu Umman’da yeni bir nükleer müzakere turu yapılacağını duyurmuştu.

New York Times’ın “İran yönetimine yakın yetkililere” dayandırdığı haberine göre, İranlı liderler “İsrail’in önümüzdeki Pazar günü Umman’da yapılması planlanan yeni tur görüşmelerden önce saldıracağını hiç beklemiyorlardı.”

Sonuç olarak, “İsrail’in saldırdığı gece, üst düzey askeri komutanlar güvenli evlerde barınmak yerine kendi evlerinde kaldılar ve bu vahim bir karardı. Devrim Muhafızları’nın havacılık ve uzay biriminin komutanı General Emir Ali Hacızade ve üst düzey kurmayları, tek bir yerde toplanmamaları yönündeki talimatı görmezden geldiler.”

Trump yönetiminin İsrail’in saldırganlığıyla yakından ilişkili olduğu açıktır; buna nükleer müzakereleri saldırıların ilk turuna kılıf olarak sunma hainliği de dahildir. Şimdi ise ABD siyaset kurumu içinde ABD ordusunun İran’ın bombalanmasına doğrudan katılması yönünde çağrılar artıyor.

Wall Street Journal gazetesi 15 Haziran Pazar günü yayımladığı başyazısında ABD’nin İran’ı doğrudan bombalaması çağrısında bulunarak şu ifadelere yer verdi: “İsrail’in stratejik zaferinin merkezinde İran’ın ana nükleer silah tesislerini yok edip edemeyeceği yer alacaktır ve bu çaba Amerikan yardımını hak etmektedir.”

Gazete, İran’ın nükleer reaktörlerini yok etme çabası “ABD’nin devreye girdiği yerdir,” diye yazıyor ve şöyle devam ediyor:

İsrail, gömülü tesislere daha fazla zarar verebilecek derin nüfuz edici bombalardan ve bunları taşıyacak ağır bombardıman uçaklarından yoksun. ABD’de her ikisi de var ve İsrail bu nükleer tesisleri ortadan kaldırmak için ABD’nin yardımını istiyor.

Artık savaş başladığına göre, ABD’nin İran’ın nükleer tehdidini yok etmekte ve İsrail’in hızlı bir zafer kazanmasında stratejik ve ahlaki bir çıkarı var.

Trump Cumartesi günü ABD’nin İran’a yönelik bir saldırıya doğrudan müdahil olmasının yolunu açarak, “İran tarafından herhangi bir yolla, şekilde ya da biçimde saldırıya uğramamız halinde, ABD Silahlı Kuvvetleri’nin tüm gücü ve kudreti daha önce hiç görülmemiş seviyelerde üzerinize gelecektir,” dedi.

Bu arada Demokratik Parti de İsrail’in İran’a yönelik yasa dışı saldırısını açıkça destekliyor. Demokrat Kongre üyesi Adam Schiff Pazar günü NBC’ye verdiği mülakatta İran’a yönelik saldırıyı destekleyerek şunları söyledi: “[İsrail’in] giderek daha da yaklaşan bir nükleer programın peşine düşmek için uygun zamanı bulduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla bu eylemleri destekliyorum. Yönetimin İsrail’in kendisini savunmasına yardımcı olma eylemlerini de destekliyorum.”

Schiff, “eğer İran ABD’ye saldırırsa” diyerek ABD’nin İran’ı bombalamasını desteklemenin önünü açtı ve şunları ekledi: “… yönetim İran’a yönelik saldırı operasyonlarının bir parçası olmadığımızı çok açık bir şekilde ifade etmiştir. Eğer bize saldırarak karşılık verirlerse, o zaman biz de kendimizi savunarak karşılık vermeliyiz. O zaman İran’ın Fordow’a [uranyum zenginleştirme rafinerisi] ya da başka bir yere yönelik olası saldırılara açık hale geleceğini düşünüyorum.”

Daha fazlasını okuyun

Loading