İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı Çarşamba akşamı Gazze’de 5 çalışanının İsrail’in hava saldırısıyla öldürüldüğünü duyurdu.
İHH, X/Twitter hesabından yaptığı açıklamada “Dünya Gıda Programı (WFP) ile birlikte Gazze’de yürüttüğümüz projemizde çalışan 5 arkadaşımız, işgalci İsrail’in son iki günde gerçekleştirdiği saldırılar sonucu şehit oldu, 2 arkadaşımız da ağır yaralandı,” diye belirtti.
İHH çalışanları, 7 Ekim 2023’den bugüne kadar İsrail’in soykırım savaşında öldürülen yüzlerce yardım görevlisine eklendiler. Birleşmiş Millet web sitesinden 1 Nisan’da yapılan açıklamada, “UNRWA'ya göre savaşın başladığı 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Gazze'de 280'den fazlası UNRWA personeli olmak üzere 408 yardım çalışanı öldürüldü” denildi.
Ankara destekli İHH çalışanlarının öldürülmesi, Türk siyaset kurumundan kınama tepkileriyle karşılandı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, X/Twitter’dan “İnsanlıktan çıkmış bir anlayışla masum insanları açlığa, susuzluğa mahkum eden bu caniliği en güçlü şekilde lanetliyor, insanlığı bu vahşete karşı daha yüksek ses çıkarmaya, daha somut adımlar atmaya davet ediyoruz,” dedi.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ise “Filistinli mazlumlara yardım edilmesine bile ölüm kusan siyonist, katil İsrail’i her daim telin ediyor, bu menfur hadiseler karşısında üç maymunu oynayan uluslararası otoriteleri kınıyoruz,” açıklamasını yaptı. Mecliste grubu bulunan partiler de saldırıyı kınadılar.
Tüm bu açıklamalar ikiyüzlülük kokmaktadır. İsrail Gazze’deki Filistinlilere yönelik soykırım savaşının “son adımlar”ının bir parçası olan bu saldırı, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin planını hayata geçirmektedir ve Washington’ın tam desteğiyle yürütülmektedir. Türkiye’deki tüm burjuva siyaset kurumu, İsrail’deki soykırımın arkasında bulunan ABD ve NATO ile güçlü bağlardan ve sıkı ilişkilerden yanadır.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, daha 22 Mayıs’ta gazetecilerin sorularına yanıt olarak şunları söyledi: “Sadece Sayın Trump ile değil birçok liderle iyi ilişkiler kurduk. Belki bir Amerika seyahatim olabilir… Türkiye-Amerika ilişkileri birilerinin zannettiği gibi önemsiz değildir. Sayın Trump’ın Türkiye’ye bakışı çok olumlu. Bizim onlara bakışımız da aynı şekilde. Karşılıklı saygı ve samimiyete dayalı güçlü bir ilişkimiz var.”
Trump da Erdoğan’a olan yakınlığını gizlemiyor. Nisan ayında Beyaz Saray’da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yaptığı bir görüşmede “Belki basın bana kızacak ama Erdoğan’ı seviyorum. O da beni seviyor. Hiçbir sorunumuz yok. Sert ama akıllı bir adam,” demişti.
Dahası, bizzat Türkiye, İsrail ile diplomatik, ekonomik ve askeri bağlarını korumakta ve soykırım savaşına yardımcı olmaktadır.
Geçtiğimiz hafta İsrail’in Ankara büyükelçiliği önünde soykırımı protesto etmek için oturma eylemi yapan protestocular polis tarafından yerlerde sürüklendiler.
Birleşmiş Milletler’e bağlı küresel ticaret veri tabanı UN Comtrade verilerine göre, hükümetin iddialarının aksine Türkiye Gazze’de soykırım devam ederken İsrail ile ticaretini sürdürmektedir.
El Cezire’nin yayınladığı verilerde, Türkiye 2024 yılı itibarıyla İsrail’e en çok ihracat yapan 5. ülke konumunda. Çin, ABD, Almanya ve İtalya’nın ardından gelen Türkiye’nin İsrail’e yaptığı ihracat, 2,86 milyar dolara ulaştı.
Rakamlar Türk hükümetinin “İsrail’le ticaret durduruldu” iddiasını yalanlıyor. Erdoğan hükümeti yaygın toplumsal muhalefete karşın 2024 Mayıs ayına kadar İsrail’le ticarete ısrarla devam etmişti. Ancak 31 Mart’taki yerel seçimlerde aldığı yenilginin ardından İsrail ile ticareti resmi olarak kestiğini ilan etti.
Ancak Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verileri, İsrail ile ticaretin sözde “sonra erdirildiği” dönemde Filistin ile ticarette astronomik bir yükseliş olduğunu gösteriyordu. Türkiye’nin Filistin’e ihracatı geçtiğimiz yıl yüzde 521 artışla 757,7 milyon dolara ulaştı. İsrailli ynet haber sitesi geçen yıl bir haberinde Filistinli şirketlerin paravan olarak kullanılarak ticaretin devam ettirildiğini detaylarıyla iddia etmişti.
El Cezire’nin haberine göre, Türkiye’den İsrail’e en çok satılan ürünler arasında demir-çelik ürünleri, plastik türevleri, tekstil mamulleri, gıda ürünleri ve çeşitli sanayi hammaddeleri yer alıyor. Bu ürünlerin birçoğunun altyapı inşaatı ve askeri lojistik destek alanlarında kullanıldığı belirtiliyor.
Türkiye Ticaret Bakanlığı ise İsrail’le ticaretinin sürdüğüne ilişkin haberleri ”yalan ve çarpıtma” diye niteledi ve “Türkiye’den İsrail’e bütün ürün gruplarında ihracat, ithalat, transit ticaret tamamen durdurulmuştur… 2024’ün ilk 4 ayında, ihracat 1 milyar 522 milyon dolar olup, buna Filistin’e yapılan ihracat da dahildir,” açıklaması yaptı. Ancak hükümet tarafından bugüne kadar soykırım ve yıkımın ortasında Filistin’e yapılan ihracattaki artışa ilişkin makul bir açıklama getirilemedi.
Diğer yandan Türkiye, Azerbaycan petrolünün Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı üzerinden İsrail’e sevkiyatına aracılık ederek İsrail’in savaş makinesini beslemede de suç ortaklığına devam ediyor. Oil Change International’ın Ağustos 2024 tarihli bir raporuna göre, İsrail kullandığı petrolün neredeyse yüzde 99’unu ithal ederken, Azerbaycan İsrail’e giden ham petrolün yüzde 28’ini sağlayan ana tedarikçi konumundaydı.
Erdoğan Çarşamba günü son yıllarda İsrail ile askeri ve stratejik işbirliğini arttıran Azerbaycan‘a bir ziyaret gerçekleştirdi. Erdoğan, “Buradan tüm dünyaya, Gazze’de kalıcı ateşkesin tesisi ve Gazze’ye kesintisiz ve acil insani yardımların ulaştırılması için İsrail yönetimi üzerindeki baskıyı artırmaları çağrısında bulunuyoruz,” diye konuştu.
Türk burjuvazisinin müttefikleri olan başta ABD olmak üzere emperyalist güçler Ekim 2023’ten bu yana Gazze’deki soykırımı “İsrail’in kendini savunmak hakkı” olduğu gerekçesiyle desteklediler ve soykırım karşıtı muhalefeti antisemit olarak damgalayarak demokratik haklara saldırdılar.
Erdoğan’ın “dostu” Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşü, Demokrat Joe Biden döneminde başlayan soykırımı durdurmak şöyle dursun, daha da hızlandırdı. 4 Şubat’ta Washington’da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ortak bir toplantı düzenleyen Trump, Gazze Şeridi’nin tamamen etnik temizlikten geçirilmesi, tüm binaların yerle bir edilmesi ve bölgenin ABD tarafından ilhak edilmesi çağrısında bulundu.
Ardından Netanyahu’nun “son hamleleri” geldi ve bu ay İsrail hükümeti Gazze’de etnik temizliği tamamlayacak operasyona başladı. Bu, Gazze Şeridi’nin tamamının askeri olarak işgal edilmesini, halkın zorla yer değiştirmesini ve sürgün edilmek üzere toplama kamplarında topluca hapsedilmesini içeriyor.
Gazze’deki etnik temizlik ve yardım görevlilerini de kasten hedef alan soykırım savaşı, İsrail hükümeti ve Trump yönetimi tarafından birlikte yürütülürken, Erdoğan Türk burjuvazisinin çıkarları doğrultusunda Trump yönetimi ile ilişkilerini sağlamlaştırmaya çalışıyor.
Erdoğan ile Netanyahu rejimleri arasında gerçekten var olan gerilimler, esas olarak, Ortadoğu’da ABD önderliğinde derinleşen emperyalist yeniden paylaşım savaşının iki ülke arasındaki bölgesel rekabeti artırmasından kaynaklanıyor. Özellikle NATO’nun desteğiyle Aralık 2024’te Suriye’de El Kaide kökenli İslamcıların iktidara gelmesi, Türkiye ile İsrail arasındaki nüfuz mücadelesini kızıştırdı.
Trump, bu gerilimleri ABD önderliğinde çözmeye çalışıyor. Türkiye, Trump yönetiminin Ortadoğu’yu ABD emperyalizminin tam egemenliği altında yeniden sömürgeleştirme planlarında kritik bir müttefik olarak görülüyor.
Bu kirli bağlar ve suç ortaklığı, emperyalizme ve egemen sınıfa karşı çıkmadan İsrail’in soykırım savaşına karşı çıkmanın mümkün olmadığını göstermektedir.