Perspektif

Nancy Wohlforth, nam-ı diğer Fields vakası ve Güvenlik ve Dördüncü Enternasyonal’in kökenleri

Nancy Wohlforth [Photo by OPEIU]

20 Mayıs Salı günü, Beyaz Saray’ın karşısında, AFL-CIO’nun Washington D.C.’deki ulusal merkezinin ana lobisinde, 31 Aralık 2024’te 79 yaşında ölen Nancy Wohlforth’un hayatını onurlandırmak üzere bir anma toplantısı düzenlendi.

Konuşmacılar, Wohlforth’un Ofis Çalışanları ve Profesyonel Çalışanlar Uluslararası Sendikası’nın (OPEIU) sekreter-saymanı ve AFL-CIO Ulusal Yürütme Kurulu üyesi olarak üstlendiği rolü saygıyla andılar.

Toplantıya Amerika İletişim İşçileri (CWA) sendikasının eski lideri Larry Cohen başkanlık etti. Ana konuşma, Wohlforth’u 20 yıldır yakından tanıyan ve birlikte çalışan AFL-CIO Başkanı Liz Shuler tarafından yapıldı. Geçtiğimiz yıl Uluslararası Hizmet Çalışanları Sendikası (SEIU) başkanlığından emekli olan Mary Kay Henry de saygılarını sundu. Henry, 2022 yılında Washingtonian’da “Beyaz Saray’daki en etkili sendikal ses...” olarak betimlenmişti.

Yaklaşık 75 kişinin katıldığı anma etkinliğinin neredeyse tamamı sendika bürokratları ve Nancy Wohlforth’un arkadaşlarından oluşuyordu. OPEIU’nun ya da başka bir sendikanın tek bir taban üyesi bile etkinlikte hazır bulunmadı ya da konuşma yapmadı.

İki saat süren anma töreni boyunca konuşmacılar Wohlforth’un OPEIU ve AFL-CIO bürokrasisindeki çalışmalarına ve önde gelen bir lezbiyen olarak eşcinsel hakları mücadelesine olan bağlılığına odaklandılar. Wohlforth 2005 yılında AFL-CIO’nun ulusal yönetimine seçilen ilk LGBTQ topluluğu üyesi olmuştu.

Konuşmaların hiçbirinde, hayatının sosyalist hareket tarafından hatırlanacak ve sonsuza kadar hor görülecek kısmına, yani 1973-74 yıllarında Sosyalist Eşitlik Partisi’nin önceli olan İşçiler Birliği’ni yok etme girişimindeki merkezi rolüne atıfta bulunulmaması dikkat çekiciydi.

Konuşmacılar tarafından “Nancy Fields” ismine hiç atıfta bulunulmadı. Oysa Nancy Wohlforth bu isim altında İşçiler Birliği’nde bir yıl içinde örgüt üyelerinin yaklaşık yarısının kaybıyla sonuçlanan bir yıkım operasyonu gerçekleştirmişti.

Başlangıçta ilk eşinin soyadıyla Nancy Freuden olarak bilinen Wohlforth, 1971 yılında İşçiler Birliği’ne katıldı ve partinin genel merkezinde tam zamanlı redaktör olarak çalışmaya gönüllü oldu. Time dergisinin eski bir çalışanı olarak bu konuda deneyimli olduğunu iddia etmişti. Diğer sorumlulukları arasında ofis görevlisi olarak hizmet vermek ve literatür envanterini takip etmek de vardı. İşçiler Birliği’nin gazetesi olan Bulletin’e zaman zaman katkıda bulunduğu makaleler için “Fields” takma adını kullanıyordu.

Tim Wohlforth ve partneri Nancy Fields [Photo: WSWS]

Fields 1973 ilkbaharının sonlarına kadar İşçiler Birliği’nin yönetiminde önemli bir rol oynamadı. O tarihte ise, eşinden ayrıldıktan sonra İşçiler Birliği Ulusal Sekreteri Tim Wohlforth ile bir ilişkiye başlamıştı.

Wohlforth sadece bu ilişkiye dayanarak Fields’ı parti liderliğine yükseltti. Kendisi Wohlforth’un ayrılmaz refakatçisi oldu. Wohlforth’un sorgusuz sualsiz onayıyla, Fields’a ulusal örgütün faaliyetleri üzerinde kontrol verildi.

Anma törenindeki konuşmacılar Nancy Wohlforth’un sıcaklığından ve mizahından övgüyle söz ettiler. Ancak 1973-74 yıllarında parti üyeleri tarafından gözlemlenen özellikler bunlar değildi. Onun kadrolarla olan etkileşimleri neredeyse sadece bağırarak ve yumruk sallayarak yapılan sınırsız sözlü tacizden ibaretti. Fields’ın Wohlforth tarafından körü körüne onayladığı davranışları, o dönemde büyük ölçüde nispeten deneyimsiz kadrolardan oluşan İşçiler Birliği üzerinde yıkıcı bir etki yarattı.

Fields’ın çalışma tarzı (modus operandi) daha sonra 1976’da yazılan The Fourth International and the Renegade Wohlforth [Dördüncü Enternasyonal ve Dönek Wohlforth] adlı kitapta şöyle anlatılmıştır:

Fields nereye giderse gitsin arkasında siyasi bir yıkım izi bıraktı. Wohlforth’un ayrılmaz yol arkadaşı ve infazcısı oldu. İşçiler Birliği’nde daha önce benzeri görülmemiş bir yıkım operasyonu için binlerce dolar harcayarak ülke çapında tur attılar. Şubeleri kapattılar, üyeleri ihraçla tehdit ettiler ve yoldaşları İşçiler Birliği’nden uzaklaştırmak için en kaba hizip entrikalarına başvurdular.

Wohlforth ve Fields’ın sözde “ulusal turları” siyasi bir müdahaleden çok bir balayı niteliği taşıyordu.

Nisan 1974’te Wohlforth, bu görev için hiçbir niteliği olmamasına rağmen, Nancy Fields’ı, Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi’nin (DEUK) Londra’daki kongresinde İşçiler Birliği delegesi olarak kendisine eşlik etmesi için seçti. Bu toplantıda, siyasi çalışmalarını illegalite koşulları altında yürüten Yunanistan, İspanya ve Peru’dan delegeler de bulunuyordu.

Tartışma sırasında, Sri Lanka delegesi, Devrimci Komünist Birlik’in genel sekreteri Keerthi Balasuriya, İşçiler Birliği’nin DEUK’un bir önceki toplantısındaki delegesinin örgütten ayrılmış olmasından duyduğu kaygıyı dile getirdi. Wohlforth, Balasuriya’nın sorularını, istifayı yalnızca kişisel bir firar olarak ciddiye almayarak ve diğer örgütsel başarılarla övünerek geçiştirdi.

Gerry Healy [Photo: WSWS]

Ne var ki, İşçiler Birliği’nden ayrılan kıdemli üyelerden biri, 1974 yılının Ağustos ayı ortalarında Britanya’ya gitti ve İşçiler Birliği’nin uğradığı devasa boyutlarda kayıpları İşçilerin Devrimci Partisi (WRP) lideri Gerry Healy’nin dikkatine sundu. Devrimci siyaset konusunda engin bir deneyime sahip olan Healy, daha önceden tanınmayan Nancy Fields’in son uluslararası konferansa katılmasından rahatsız olmuştu. Dahası, Wohlforth’un Fields ile ilişkisinin başlamasının, Fields’ın hızla partinin önderliğine yükselmesinin ve İşçiler Birliği’nde yıkıcı bir örgütsel krizin patlak vermesinin aynı zamana denk geldiğini fark etmişti.

Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi’nin Britanya şubesi olan WRP, Wohlforth ile temasa geçerek İşçiler Birliği’nin durumunu görüşmek üzere Britanya’ya gelmesini istedi. Londra’daki görüşmeler sırasında Wohlforth’a, refakatçisi Nancy Fields’in ABD’deki polis ya da istihbarat örgütleriyle herhangi bir şekilde bağlantılı olduğunu gösterebilecek bir bilgiye sahip olup olmadığı doğrudan soruldu. Wohlforth böyle bir durumdan şüphelenmek için hiçbir neden olmadığı konusunda ısrarcıydı.

Healy’nin soruşturmasında tuhaf bir şey yoktu. 1971 yılında, Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) ve Federal Soruşturma Bürosu (FBI) tarafından ABD’deki sosyalist harekete yönelik devasa boyutlarda polis ajanı sızması ve gözetimi olduğunu ifşa eden bilgiler ortaya çıkmıştı. COINTELPRO (Karşı İstihbarat Programı), 1956 yılında, hükümet tarafından “yıkıcı” olduğu düşünülen grupları “açığa çıkarmak, bozmak, yanlış yönlendirmek ya da başka bir şekilde etkisiz hale getirmek” için başlatılmıştı. Ajan ve muhbir akınına uğrayan Sosyalist İşçi Partisi (SWP), başlıca hedefler arasındaydı.

Dahası, İşçiler Birliği 1973 yılında Kanada’da düzenlediği yaz kampında ana konferans salonuna yerleştirilmiş gözetleme cihazları keşfetmişti.

Wohlforth’un Fields’ın siyasi kimliğinin her türlü şüphenin üzerinde olduğuna dair güvencelerine rağmen, Healy Fields’ın geçmişi hakkında bir soruşturma başlattı. Wohlforth tarafından verilen güvencelerle doğrudan çelişen bilgiler ortaya çıktı. Wohlforth, Healy’ye, Uluslararası Komite’ye ve İşçiler Birliği’ne Nancy Fields’ın CIA’deki üst düzey personelle yakın aile bağlantılarına sahip olduğunu söylememişti.

İşçiler Birliği Ulusal Komitesi’nin Ağustos 1974 sonlarında yaz okulu sırasında yaptığı bir toplantıda Fields’ın geçmişiyle ilgili bilgileri neden gizlediği sorulduğunda, Wohlforth bunun önemli olmadığını düşündüğünü söyledi. Ona göre, Fields’ın aile ilişkileri tamamen kişisel bir meseleydi.

İşçiler Birliği Ulusal Komitesi, Wohlforth’un Fields’ın aile geçmişi hakkında bildiklerini açıklamamasını sorumsuzca gerekçelendirmesini reddetti. Komite, Wohlforth’un ulusal sekreterlik görevinden geçici olarak alınması ve Nancy Fields’ın, kişisel geçmişine ilişkin bir DEUK soruşturması sonuçlanana kadar üyeliğinin askıya alınması yönünde karar aldı. Nancy Fields’ın bir ajan olduğu iddia edilmedi. Bununla birlikte, Fields’ın ailesinin CIA personeliyle olan bağlantısını açıklamamaları, İşçiler Birliği’nin ve Uluslararası Komite’nin güvenliğinin ciddi bir ihlaliydi.

Wohlforth ve Fields başlangıçta ulusal komite tarafından kabul edilen karar önergeleri lehine oy verdiler. Ancak bir ay sonra, tam da uluslararası komisyon çalışmalarına başlarken, Wohlforth ve Fields İşçiler Birliği’nden istifa etti.

Komisyon 9 Kasım 1974’te raporunu yayımlamış ve raporda şu ifadelere yer verilmiştir:

Soruşturma, Nancy Fields’ın, 12 yaşından üniversite eğitimini bitirene kadar, dayısı ve yengesi Albert ve Gigs Morris tarafından büyütüldüğünü, okutulduğunu ve maddi olarak desteklendiğini tespit etmiştir. Albert Morris, CIA’in Washington’daki IBM bilgisayar operasyonunun başı ve IBM’in önemli hissedarlarından biridir. Morris, CIA’in önceli OSS’nin üyesiydi ve emperyalizmin ajanı olarak Polonya’da çalışmıştı. CIA’in eski yöneticisi ve şimdi ABD’nin İran büyükelçisi olan Richard Helms, 1960’lı yıllar boyunca, onların Maine’deki evlerinde sık sık misafir ediliyordu...

Sınırlı kaynaklarla ve internetin gelişiminden onlarca yıl önce çalışan komisyon, Nancy Fields’ın ajan olduğuna dair hiçbir bilgi bulamadı. Ancak bu durum, Wohlforth ve Fields’ın, işçi hareketinin ve sosyalist hareketin köklü gelenekleri uyarınca, Fields’ın Albert Morris ile olan ilişkisini parti yönetimine bildirmekle yükümlü oldukları gerçeğini değiştirmedi. Parti, güvenliğinin tehlikeye atılmadığından emin olmak için bu ilişkiyi soruşturma hakkına sahipti.

İşçiler Birliği’nden istifa edip soruşturma komisyonuyla işbirliği yapmayı reddettikten sonra Wohlforth, halen Fields ile beraberken Sosyalist İşçi Partisi’ne geri döndü. Fields’ın SWP’deki misafirliği ve Wohlforth ile ilişkisi uzun sürmedi.

Wohlforth ile kısa süren evliliği 1978’in başlarında fiilen sona erdi. Wohlforth’un soyadını taşımaya devam ederken lezbiyen olduğunu açıkladı ve 1981’de eşi olacak kadınla uzun sürecek bir ilişkiye başladı. Cinsel tercihlerinin niteliği, sadece birkaç yıl önce İşçiler Birliği’nin ulusal sekreteriyle böylesine soğukkanlı bir kararlılıkla ilişki kurma motivasyonuna dair soru işaretleri yaratmasaydı, yorum yapmayı gerektirmezdi.

Nancy Wohlforth 1978 yılında OPEIU bürokrasisindeki kariyerine başladı ve hızlı bir yükseliş yaşadı. Troçkist hareket içindeki faaliyetleri kariyerinin gelişiminde bir engel teşkil etmemişti.

1983’te kendi şubesinde tam zamanlı ücretli bir görevli oldu ve sonunda ulusal sendikanın sekreter-saymanlığına kadar yükseldi. OPEIU bürokratı olarak kariyerinin zirvesindeyken, yıllık çeyrek milyon dolarlık bir gelire sahipti.

Nancy Wohlforth (ortada), Liz Schuler (sağda) ile birlikte [Photo by Pride At Work]

Tim Wohlforth’a gelince, 1960’tan 1974’e kadar SWP’nin Troçkizme ihanetine ve SWP’nin başlıca lideri Joseph Hansen’in ikiyüzlü rolüne karşı verdiği 14 yıllık mücadele bir gecede unutuldu.

Wohlforth Haziran 1974’te, Joseph Hansen’in Troçkizm karşıtı politikalarını teşhir eden uzun bir yazı kaleme almış ve bu yazı Bulletin’de “Yaşlanan Bir Yalancı Mallarını Satıyor” başlığı altında yayımlanmıştı. Ama Şubat-Mart 1975’te, Hansen’in editörlüğünü yaptığı Pablocu dergi Intercontinental Press’te Gerry Healy ve Uluslararası Komite hakkında uzun bir suçlama yazısı yayımladı. Healy’nin parti güvenliğinin ihlali konusundaki endişesini “delilik” olarak nitelendirdi.

Wohlforth’un Uluslararası Komite’ye yönelik saldırısının ardından Hansen, Intercontinental Press’in 24 Mart 1975 tarihli sayısında “Healy’nin Diyalektiğinin Sırrı” başlıklı bir saldırı yazısı yayımladı. Hansen, Uluslararası Komite’nin güvenliğinin ihlal edilmesine verdiği tepkiyle alay edercesine şunları yazıyordu:

Wohlforth, Healy’nin performansını “delilik” olarak tanımlıyor. “Paranoya” gibi modern bir terim kullanmak daha iyi ve belki de daha doğru olmaz mı?

Eğer bu terim uygunsa, Healy’nin CIA ajanları, polis ajanları ve hayatına yönelik komplolarla ilgili takıntılarının yanı sıra öfkelerinin, “aşırı tepkiler”inin ve diyalektiğin garip versiyonunun gerçek açıklaması onun siyasetinde, felsefi metodolojisinde ya da Cannon veya Pablo gibi modellerde değil, en iyi psikiyatristler tarafından anlaşılabilecek bir zihnin işleyişinde aranmalıdır.

Hansen’in Wohlforth’un pervasız davranışını savunması, ilkesiz bir hizipçilik örneği olarak basitçe göz ardı edilemezdi. Hansen, Wohlforth’un Fields’ın CIA ajanı Albert Morris ile bağlantısını gizlemesini, Hansen’in kendi örgütü olan Sosyalist İşçi Partisi’ne devletin büyük çapta sızmasının manşetlere taşındığı bir dönemde haklı çıkarıyordu. Daha da vahimi, Hansen’in kendi siyasi deneyimi, onu Troçkist harekete bir ajanın sızmasının sonuçlarına en trajik şekilde maruz bırakmıştı.

Hansen 1937’den 1940’a kadar Meksika, Coyoacan’da Troçki’nin sekreterlerinden biri olarak görev yapmıştı. Stalinist gizli polis GPU’nun ajanı Ramon Mercader’i 20 Ağustos 1940’ta Troçki’nin villasına alan muhafız kendisiydi. Hansen, o korkunç günün öğleden sonrasında Troçki’nin suikasta uğramasına tanık oldu. Dahası, Dördüncü Enternasyonal önderliğine yerleştirilmiş Stalinist ajan Mark Zborowski’nin sağladığı bilgileri kullanan GPU’nun 1937-38 yıllarında önde gelen Troçkistlere yönelik bir dizi suikastına da tamamen aşinaydı.

İşçilerin Devrimci Partisi Siyasi Komitesi, Nisan 1975’te Hansen’e verdiği ilk yanıtta, güvenlik konularına gösterilen ilginin “işçi sınıfı içinde devrimci bir kadronun yetiştirilmesinde merkezi bir siyasi sorun olarak görülmesi gerektiğini” belirtmiştir. Bu bir panik çağrısı değildir, çünkü parti “panik halinde polis sızmasını püskürtmek için saflarını düzgün bir şekilde örgütleyemez.” Parti üyelerinin güvenlik meselelerinin siyasi önemini anlaması esastır. Bu amaçla, WRP önderliği şunları yazıyordu:

Hansen’in makalesi Troçkizmin tarihindeki hayati sayfaları yeniden açmamızı sağlıyor. Hareketimiz geçmişte, saflarındaki güvenlik eğitimini görmezden gelip bununla alay ettiğinde korkunç bir bedel ödediğinden, bu tarihi olduğu gibi sunmak zorundayız. Bunlar Hansen’in örtbas etmek istediği sayfalardır. ...

Revizyonistlerin bağırış çağırışları, Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi’ni yıldıramaz. Yüzleri mosmor olana kadar bize “sekterler” ve “paranoyaklar” diyebilirler. Bu yaftaları kullanarak aslında Uluslararası Komite’nin ilkeler uğruna verdiği mücadeleye ve saflarımızda disipline ve güvenlik teyakkuzuna gösterdiği özene saldırıyorlar. Bizler, Hansen’in uluslararası gruplarının alamet-i farikası olan orta sınıf yağmacılara ve maceraperestlere yönelik bir yer inşa etmiyoruz. Bu yol CIA’e ve polisin sızmasına açık bir davettir, çünkü polis teşkilatları tam da bu tür unsurlar arasında rahatça faaliyet göstermektedir.

Hansen güvenlik sorununu gizlemek istiyor: Biz hareketimizin eğitiminde ve inşasında bu konuyu öne çıkarmak istiyoruz. Bu nedenle, Wohlforth’a karşı neden harekete geçildiğinin ve gelecekte ihtiyaç duyulması halinde benzer adımların neden tekrar atılacağının arka planını açıklamak için Troçkizm tarihinin sayfalarını yeniden açmayı gerekli görüyoruz.

Açıklama aşağıdaki uyarı ile sona eriyordu:

Uluslararası Komite, Altıncı Dünya Kongresi’ne, güvenlik, Dördüncü Enternasyonal ve Hansen gibi bireylerin rolüne ilişkin kapsamlı bir soruşturma için kaynak sağlamak üzere özel bir fon oluşturulmasını tavsiye etmektedir.

Bir ay sonra, Uluslararası Komite’nin Altıncı Kongresi 19-25 Mayıs tarihleri arasında toplandı ve Gerry Healy tarafından sunulan, Sovyet Stalinist bürokrasisinin ve emperyalist devletlerin ajanlarının Dördüncü Enternasyonal’e sızmasına ve Dördüncü Enternasyonal’e karşı Ağustos 1940’ta kurucusunun öldürülmesiyle sonuçlanan komploya ilişkin bir soruşturma başlatılması önergesini resmen kabul etti.

Güvenlik ve Dördüncü Enternasyonal soruşturması tarafından Troçki suikastına karıştıkları açığa çıkarılan Stalinist ajanlar. Sol üstten saat yönünde: Mark Zborowski; Sylvia Callen; Jack ve Robert Soblevicius kardeşler; Thomas L. Black; Sylvia Ageloff; Robert Sheldon Harte.

Bu önerge kabul edildiğinde, Dördüncü Enternasyonal’de Troçki suikastı hakkında, öldürülmesini takip eden günlerde yaygın olarak bildirilenlerden çok az fazlası biliniyordu. Resmi anlatı şöyleydi: Bir GPU suikastçısı, Coyoacan’daki villaya girebilmek için Sylvia Ageloff adında genç ve masum bir Troçkist ile ilişki kurmuştu.

Takip eden yıllarda ortaya çıkan yeni bilgiler -suikastçının gerçek adının Ramon Mercader olması ve Dördüncü Enternasyonal içinde faaliyet gösteren Stalinist ajanlar ağı gibi- Troçki’nin Meksika’daki güvenliğinden asıl sorumlu olan Sosyalist İşçi Partisi’nin çabalarıyla hiçbir bağlantısı olmayan soruşturmalarla ortaya çıkarılmıştı. SWP, Troçki suikastının hangi koşullarda olduğuna yönelik her türlü bağımsız soruşturmadan vazgeçmekle kalmadı. 1950’lerde ve 1960’ların başında kamuoyuna yansıyan bilgileri görmezden gelip örtbas etmeye çalıştı.

SWP’nin Troçki’ye yönelik komplo ile ilgili bilgileri gizlemesinin iki nedeni vardı. Birincisi, kanıtların Sosyalist İşçi Partisi’nin merkez yönetimine ajanların sızdığına işaret etmesi ve bunu ifşa etme tehdidi oluşturmasıydı. İkincisi ve siyasi açıdan daha da önemlisi, Stalinizmin karşıdevrimci rolünün açığa çıkarılması, Pablocu örgütlerin Stalinist örgütlerle uzlaşma çabalarını kesintiye uğratırdı.

ABD Ulusal Arşivleri’nde bulunan gizliliği kaldırılmış dosyalara erişim sağlayan Güvenlik ve Dördüncü Enternasyonal soruşturması, Hansen’i GPU ajanı ve FBI muhbiri olmakla suçladı. Uzun süredir gizli tutulan büyük jüri tutanakları da dahil olmak üzere diğer belgeler, 1938’den 1947’ye kadar James P. Cannon’ın özel sekreteri olan Sylvia Caldwell’in, GPU’ya SWP’nin genel merkezinden geniş bilgi hazineleri sağlayan bir Stalinist ajan olduğunu kesin olarak kanıtladı.

Uluslararası Komite tarafından yürütülen soruşturma, SWP ve onun uluslararası Pablocu hareket içindeki işbirlikçileri tarafından histerik suçlamalarla karşılandı. DEUK’un ortaya çıkardığı belgeler ne kadar mahkûm edici olursa, Pablocuların suçlamaları da o kadar pervasız hale geliyordu.

Güvenlik ve Dördüncü Enternasyonal soruşturması, Troçkist harekete karşı hem Stalinist hem de emperyalist devlet komplolarına ilişkin bilgileri büyük ölçüde genişletti. Mercader’in Troçki’nin evine sızmasını sağlayan Sylvia Ageloff’un bir GPU ajanı olduğunu her türlü makul şüphenin ötesinde ortaya koyan en son araştırmayla birlikte, soruşturmanın çalışmaları on yıllar boyunca devam etti.

Soruşturmanın başlatılmasından elli yıl sonra, Güvenlik ve Dördüncü Enternasyonal yoğun güncelliğini korumaktadır. Hızlanan emperyalist karşıdevrimin ortasında, kapitalist devlet ve ajanları, işçi sınıfına ve sosyalist hareket içindeki en siyasi bilinçli öncülerine karşı, 1930’larda uygulananları acımasızlık ve şiddet bakımından aşacak önlemlere başvuracaktır. İsrail devleti tarafından tüm emperyalist güçlerin tam desteğiyle yapılan soykırım, egemen seçkinlerin hiçbir suçtan kaçınmayacağını göstermektedir.

20 Ağustos 2025, Lev Troçki suikastının 85. yıldönümü olacak. Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi bu yıldönümünü, Uluslararası Komite’nin Güvenlik ve Dördüncü Enternasyonal’e ilişkin tarihi soruşturmasının bulgularını ve güncel siyasi önemini değerlendireceği uluslararası toplantılarla anacak.

Daha fazla bilgi için Dünya Sosyalist Web Sitesi’nin “Güvenlik ve Dördüncü Enternasyonal” başlıklı özel sayfasına bakabilirsiniz.