Dünya Sosyalist Web Sitesi 17 Eylül’de Aidan Beatty’nin The Party Is Always Right (Parti Her Zaman Haklıdır) adlı kitabının bir incelemesini yayımladı. Bilimselliğin en temel ilkelerini çiğneyen Beatty’nin ısmarlama yazar işi kitabı, Troçkist Dördüncü Enternasyonal tarihinin önemli bir figürü olan Gerry Healy’nin (1913-1989) hayatını şeytanlaştırmak için hiçbir gerçek temeli olmayan kaynaksız iddialara ve düpedüz yalanlara başvuruyor.
David North’un Dünya Sosyalist Web Sitesi’nde yayımlanan incelemesi, Beatty’yi Amerika’nın Demokratik Sosyalistleri’nin (DSA) üyesi olduğunu tespit etti. Bu gerçek, yazar tarafından gizlenmişti. Beatty, biyografi okurlarına, Troçkist harekete şiddetle düşman olan, Demokratik Parti’nin güdümünde bulunan ve siyaseten onun tarafından yönlendirilen anti-Marksist bir örgütün aktif bir üyesi olduğunu bildirmemeyi tercih etti. Beatty’nin siyasi bağını gizlemesi, yalanlarla dolu hizipçi bir saldırıyı profesyonel bir akademisyenin bilimsel çalışması olarak yutturmayı amaçlayan stratejik bir karardı.
Beatty, kendisinin siyasi gündemi konusunda sessiz kalırken, DSA onun eserine övgüler yağdırıyor. DSA’nın ilkesiz entelektüel tarihçi Paul Le Blanc, kitabı “titizlikle belgelenmiş bir yere serme” diyerek yanıltıcı bir şekilde yücelten bir kitap kapağı tanıtımı yazdı. Beatty, çalışmasının yayımlanmasından kısa bir süre sonra DSA’nın Jacobin dergisine bir röportaj verdi.
Ama Beatty’nin DSA üyeliği, yazarın kitabın içeriği ve amacıyla ilgili olarak açıklığa kavuşturmadığı tek bilgi değildir.
Beatty, The Party Is Always Right için yazdığı teşekkür yazısında şöyle diyor:
Britanya’daki araştırmam, bu projenin Yahudi, İsrail-Filistin ve küresel bağlantılarını görecek kadar cömert olan Pittsburgh Üniversitesi’ndeki Yahudi Çalışmaları Programı ve Dünya Tarihi Merkezi tarafından finanse edildi. [Vurgu sonradan eklenmiştir]
Bu dikkate değer bir açıklamadır. Tüm siyasi kariyerini Britanya’da geçirmiş İrlanda doğumlu bir Troçkistin biyografisinin, Yahudi kültürü çalışmalarına adanmış bir akademik merkez tarafından finanse edilmesini haklı çıkaracak “Yahudi, İsrail-Filistin ve küresel bağlantılara” sahip olmasının bariz bir nedeni yoktur. Beatty, bu bağlantıların muğlak olduğunu kabul ediyor; öyle ki biyografiyi finanse etme anlaşması, Yahudi Çalışmaları Programı ve Dünya Tarihi Merkezi tarafından nesnel bir profesyonel muhakeme yerine bir cömertlik eylemi olarak değerlendiriliyor.
Beatty, Teşekkür bölümünün ilk sayfasında, “Gerry Healy’yi ilk kez ne zaman duyduğumu hatırlamıyorum ancak 2020’nin başlarında onun hakkında materyal toplamaya başlamıştım,” diye yazıyor.
Tarihçiler, kural olarak, adını bile duymadıkları biri hakkında biyografi yazmak gibi zorlu bir işe kalkışmazlar. Beatty’nin Healy hakkında “materyal toplamaya başladığı” tuhaf koşullar, bilimsel bir projenin başlatılmasından ziyade, yeni bir suç şüphelisi hakkında polis dosyasının açılmasını andırıyor.
Beatty’nin Healy’ye aniden ortaya çıkan büyük merakının şüpheli karakteri, yazarın Gerry Healy’nin biyografisi ile en açık şekilde kesişen iki alan olan Britanya emek veya siyasi tarihi konusunda hiçbir geçmişe sahip olmaması gerçeğiyle daha da artmaktadır. O, Healy üzerine çalışmaya başlamadan önce her iki alanda da hiç çalışma yayımlamamıştır. Ayrıca Pittsburgh Yahudi Çalışmaları Programı da bu tür projelere fon sağlama geçmişine sahip değildir.
Cevapsız kalan soru şudur: bu kurum, kendi ilgi alanıyla görünürde hiçbir bağlantısı olmayan bu araştırma projesine ve projenin konusuyla ilgili hiçbir geçmişi olmayan bir tarihçiye neden fon sağlamıştır?
North, Beatty’ye fon başvurusunu kamuoyuna açıklayarak bu soruya cevap vermesi için meydan okudu. Beatty bu meydan okumaya yanıt vermedi. Bununla birlikte, Healy ile İsrail-Filistin sorunu arasında Beatty’nin fon aradığı Program ve Merkez’in dikkatine sunabileceği tek bir “bağlantı” vardır. Beatty herhalde onlara, Healy’nin Siyonizme düşman olduğunu ve Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi’nin yayını olan Dünya Sosyalist Web Sitesi’nin yaygın olarak okunduğunu ve İsrail devletinin sosyalist soldaki etkili bir muhalifi olduğunu söyleyebilirdi.
Bu, iki kurumun cömertliğini harekete geçirmek için yeterli olabilirdi, özellikle de yöneticileri, yazarın önceki çalışmaları hakkındaki bilgilerine dayanarak şundan emindiyseler: Beatty, açık amacı Siyonizm karşıtlığını itibarsızlaştırmak olan bir kitap üretecektir.
Tahrif ettiği araştırmasıyla ilgili tartışmalar ortaya çıkmadan önce Nisan ayında yayınlanan bir podcast röportajında Beatty, Healy’ye olan ilgisinin gerçek kaynağının bu olduğunu şu sözlerle açıklamıştır:
Eylül ayında çıkacak olan bir kitap taslağını yeni bitirdim. Esasen pandemi sırasında Britanya’da Gerry Healy adında bir adam tarafından yönetilen İşçilerin Devrimci Partisi adlı küçük bir siyasi parti hakkında başlattığım bir tür proje vardı... Çok ama çok Filistin yanlısı bir gruptu... Yani bir tarihçi olarak tuhaf bir yörüngem oldu; tamamen İsrail tarihi yapacağımı düşünerek başladım ve sonra başka konulara girdim. Ancak antisemitizm tarihi ve Siyonizm tarihi açısından ilgi alanlarımın bu yönlerinin her zaman arka planda var olduğunu düşünüyorum.[1]
Healy’nin siyasi hayatının Yahudi tarihiyle ilgili konularla kesiştiği tek nokta bu olduğuna göre, Pittsburgh Üniversitesi Yahudi Çalışmaları Programı’nın Beatty’nin Healy karşıtı çalışmasını finanse etme kararının ardında Siyonizmin bir sol muhalifini itibarsızlaştırma fırsatının yattığı pekala varsayılabilir. Uluslararası Komite Healy’nin Filistinlileri savunmasını sürdürdüğü için, Beatty’nin Healy’yi hedef alması aynı zamanda ona da yöneliktir. Bu amaç, Beatty’nin biyografisinin tamamen Uluslararası Komite, Sosyalist Eşitlik Partisi ve David North’a yönelik bir saldırıya ayrılmış olan son bölümünde açıkça ortaya konmaktadır.
Siyonizmi ve İsrail’i meşrulaştıran bir kariyer
Pittsburgh Üniversitesi’ndeki Yahudi Çalışmaları Programı, sadece bilim ve öğretime adanmış, siyasi açıdan tarafsız bir akademik kurum değildir. Bu tür pek çok program gibi, zengin Siyonist bağışçılar tarafından desteklenmektedir. Giant Eagle süpermarket zincirinin sahibi David Shapira ailesi en büyük finansörlerden biridir. Mosaic web sitesinde yayımlanan Shapira Vakfı açıklamasına göre, kurum “çok sayıda genç Yahudi için güçlü Yahudi kimliklerinin ve İsrail’e bağlılığın oluşmasını teşvik etmektedir.” (Beatty’nin çalışmaları 2018’de Mosaic’te öne çıkarılmış.)
Program, “İsrail-Filistin çatışması”nı öğretmenin zorlukları üzerine sempozyumlara ev sahipliği yapıyor; Tel Aviv’in Arap kitleleri on yıllardır ezmesi üzerine değil. Bu yıl 7 Ekim’in yıldönümünde düzenlenen etkinlikler sadece Franz Kafka üzerine bir sempozyum ile “Yahudi Şarküterisinin Aşırı Doldurulmuş Tarihi” başlıklı diğer bir sempozyumdu.
Beatty için bu tür kaynaklardan gelen fonlar yeni bir şey değildir. Beatty uzun zamandır Siyonizmle ve lisans eğitimi için bir yılını geçirdiği İsrail devletiyle bağlantılı kuruluşlardan akademik destek alıyor. Aşağıda bu tür bağlantıların bir kısmı yer alıyor:
- 2010, 2013 ve yine 2014 yıllarında Beatty, Chicago Üniversitesi Joyce Z. ve Jacob Greenberg Yahudi Araştırmaları Merkezi’nden seyahat fonu almıştır. Greenberg Merkezi şu anda, programın başlığından da anlaşılacağı üzere, İsrail’in Gazze’deki soykırımından Filistinlilerin “suçlu” olduğunu vurgulayan “Hamas Saldırısı ve İsrail’in Gazze’deki Mevcut Savaşı” başlıklı bir programa ev sahipliği yapıyor.
- 2013 yılında Beatty, Sussex Üniversitesi’ndeki Max ve Hilde Kochmann Yaz Okulu’na katılmıştır. Okul, 2016’daki ölümü üzerine Jewish Chronicle tarafından “kuşağının en büyük Siyonisti” olarak adlandırılan yayıncılık patronu Lord George Weidenfeld tarafından finanse edilmişti. Gazete, Lord Weidenfeld’in “siyasette, kültür dünyasında, Avrupa’da ve İsrail’de saygınlığı olan herkesle olan bağlantılarını ... kendini adadığı projeleri ilerletmek için” “utanmaksızın” kullandığını ve bunların arasında “uluslararası öğrenciler için burslar” da bulunduğunu belirtmiştir.
- 2014 yılında Beatty, İsrail Negev Üniversitesi Ben-Gurion Araştırma Enstitüsü tarafından düzenlenen “İsrail: Liderlik ve Kritik Kararlar” konulu Siyonist konferansta hem bir panelin başkanlığını yapmış hem de bir tebliğ sunmuştur.
- Beatty 2014 yılında, Tel Aviv’in eski ABD Büyükelçisi ve Tel Aviv Üniversitesi Rektörü Itamar Rabinoviç tarafından kurulan İsrail Enstitüsü’nden doktora bursu kazanmıştır. Enstitünün misyonu Amerikan dersliklerinde Siyonizmi teşvik etmek; kendi web sitesindeki ifadeyle, “Amerika Birleşik Devletleri’ndeki ve dünyanın dört bir yanındaki üniversite öğrencilerinin kampüste geçirdikleri süre boyunca İsrail hakkında derslere derinlemesine erişmelerini sağlayarak modern İsrail hakkındaki bilgileri artırmaktır.”
- Beatty, 2014-2016 yılları arasında Montreal’deki Concordia Üniversitesi Azrieli İsrail Çalışmaları Enstitüsü’nden bir seyahat bursu ve ardından bir yıllık doktora sonrası bursu almıştır. Enstitünün İsrail yanlısı yorumlar ve “Hamas terörü” kınamalarıyla dolu web sitesi ve X hesabı incelendiğinde, açık bir şekilde Siyonizm yanlısı bir kuruluş olduğu görülmektedir. Enstitü, Ben-Gurion Üniversitesi’nin İsrail ve Siyonizm Çalışmaları Araştırma Enstitüsü ile işbirliği yapıyor ve Kudüs’te bir yurt dışı yaz eğitim programını desteklemek için İbrani Üniversitesi ile birlikte çalışıyor.
- 2015 yılında Beatty, UCLA’da sponsorluğunu Büyük Los Angeles Yahudi Federasyonu’nun (JFGL) yaptığı bir konferansta konuşma yapmıştır. Konferansta İsrail’i eleştiren hiçbir tebliğ yer almamıştır. 2 Mayıs 2024’te JFGL, UCLA’da Gazze soykırımını protesto eden ve “kampüs içi antisemitizm” yaptıklarını söylediği öğrencilere yönelik şiddetli baskıyı memnuniyetle karşılayan bir bildiri yayımladı.
- Beatty 2018 yılında “Limmud Michigan” adlı bir konferansta “İrlandalılık ile Yahudilik Arasında” başlıklı bir konuşma yapmıştır. Limmud; Boykot, Tecrit ve Yaptırımlar (BDS) kampanyasını “nefret dolu” olduğu ve kimlik siyasetini de İsrail karşıtı olduğu iddiasıyla kınayan dini bir Siyonist örgüttür.
- Beatty, Gerry Healy’ye yönelik saldırısı üzerinde çalıştığı 2021-2022 yılları arasında, Hebrew Union College-Jewish Institute of Religion (HUC-JIR) ile ilişkili olan Amerikan Yahudi Arşivleri’nde Loewenstein-Wiener Bursu’na katılmıştır. HUC-JIR açıkça İsrail yanlısıdır ve İsrail’in, Yahudi halkının hak edilmiş vatanı olduğu iddialarını açıkça benimsemektedir. HUC-JIR, X’teki bir dizi paylaşımında 7 Ekim olayları ve elde tutulan İsrailli rehineler için ağıtlar yakarken, İsrail’in Filistinlilere yönelik acımasız katliamı hakkında tek bir kelime dahi etmemektedir.
- 2021 yılında Beatty, “JewThink” adıyla bilinen muğlak bir Britanya web sitesinde üç kez makale yayınlamıştır. Bu yayın, İsrail’e yönelik eleştirileri nedeniyle antisemit olarak karalanan ve 2024 yılında partisinden ihraç edilen İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn’e yönelik yıllardır süren cadı avını desteklemiştir. Geçen yıl 20 Ekim’de JewThink, Filistinliler hakkında timsah gözyaşları dökerken, İsrail’in Hamas’ın sivilleri “canlı kalkan” olarak kullandığı iddiasını tekrarlayarak Gazze’deki toplu katliamı meşru gösteren bir yorum yayınlamıştır.
Bu tür kurumların İsrail’in ve Siyonizmin gerçek muhaliflerine kaynak sağlama gibi bir alışkanlıkları yoktur. Peki, neden Aidan Beatty’yi finanse ettiler ve ona ortam sağladılar?
“Siyonistler İrlanda milliyetçilerine çok benzerler”: Aidan Beatty’nin Siyonizm ile İrlanda cumhuriyetçiliği arasında kurduğu hatalı denklem
Gerry Healy’ye olan ani ilgisinden önce Beatty’nin ana “entelektüel projesi”, Siyonizm ile İrlanda cumhuriyetçiliğini bir ulus devlet arayışındaki sömürgecilik karşıtı mücadelelerin iki örneği olarak kıyaslama etrafında dönüyordu. Bu, denklemin her iki tarafı için de yanlış ve gerici bir karşılaştırmadır ancak Siyonist ve İsrailli kurumlar tarafından memnuniyetle karşılanmıştır.
Siyonizm ezilen bir halkın “ulusal egemenlik” aracı değildir. Beatty; “İrlanda Sorunu ve Yahudi Sorunu: Kültürde Kesişmeler”, “Cinsel Fantezi ve Antisemitizm”, “Siyonizm ve İrlanda Milliyetçiliği: Avrupa Sınırlarında İdeoloji ve Kimlik”, “‘Belfast Burada Değil’: İsrail Basını ve Hayırlı Cuma Anlaşması” ve “Uzun ve İç İçe Geçmiş Bir Tarih: İrlanda Milliyetçiliği ve Siyonizm” gibi başlıklar altında bir dizi kitap, akademik makale, gazete makalesi, blog ve podcast’te tekrar tekrar bunun böyle olduğunu iddia etmiştir.
Siyonizm özünde sömürgeci bir harekettir. “Yahudiler için bir yurt” yaratılması, Levant’ın yerli sakinlerinin kitlesel olarak sürülmesi ve yok edilmesi üzerine kurulmuştur. Siyonistlere şu anda kontrol ettikleri topraklar gezegendeki en güçlü emperyal devletler tarafından verilmiştir. Washington’ın parasına ve silahlarına bağımlı olan İsrail, Ortadoğu’daki Amerikan gücü için bir köprübaşı olmuştur.
Siyonizm sömürgeciliğe karşı değil, sömürgecilikle uyumlu olarak ortaya çıkmıştır. Beatty’nin iddia ettiği gibi “sömürgecilik sonrası” bir milliyetçilik değil, sömürgeci bir milliyetçiliktir.
Beatty’nin amalgamı aynı zamanda modern tarihin en kahramanca ve trajik demokratik hareketlerinden biri olan, uzun süreli İrlanda özgürlük mücadelesine bir hakarettir. Bu, Britanya emperyalizminin İrlanda’da işlediği suçları küçülten ya da göreceleştiren İrlanda tarih yazımının sağcı, revizyonist ekolüyle ve Beatty’nin, Healy’nin Paskalya Ayaklanması, Black and Tans Savaşı ve İç Savaş yıllarında Galway’deki gençliğini ele alış biçimiyle örtüşmektedir. Beatty, bol miktarda belgesel kanıtla çelişerek, çatışmalarla yıpranmış Galway’i bu devrimci çalkantı döneminde “sessiz” bir yer olarak sunmaktadır.
Bir karşılaştırma yapılacaksa, Siyonizm ile İrlanda bağımsızlık hareketi arasında değil, Britanya’nın İrlandalıları ezmesi ile Siyonistlerin Filistinlilere ezmesi arasında yapılmalıdır. İrlanda, kapitalizm çağının ilk sömürgesiydi ve dünya-tarihsel nitelikteki emperyalist suçların kurbanı oldu. 1 milyon kişinin ölümüne ve en az 2 milyon kişinin açlıktan mülteci olarak yurt dışına çıkmak zorunda kalmasına neden olan Büyük Kıtlık bunlar arasındadır. İrlanda, 1840’larda nüfusunun dörtte birini kaybetmiştir. Bu tür suçlar, İrlanda’nın işçileri ve işçi sınıfı diasporası arasında Filistinlilere duyulan sempatiyi açıklamaktadır.
Aidan Beatty, Filistinliler ile İrlandalıları birbirine bağlayan bu “anlatı”yı tersine çevirmek istiyor. Siyonist Azrieli Enstitüsü’nde 2013 yılında yaptığı bir konuşmada dinleyicilere söylediği gibi,
...Bununla ilgili uzun bir literatür var ki bence bu çok seçici bir literatür olabilir: İsrail tıpkı Kuzey İrlanda gibidir. İsrailliler de tıpkı Kuzey İrlandalı Protestanlar gibiler ama kuşatılmış durumdalar. İster İrlandalı Katolikler ister Araplar olsun, düşmanca yaklaşan, daha geniş bir dünya tarafından kuşatıldıklarını, çevrelendiklerini hissediyorlar. Ben de bunu tersine çevirmek ve aslında Siyonistlerin İrlanda milliyetçilerine çok benzediğini söylemekle ilgileniyorum. [Vurgular sonradan eklenmiştir] [2]
Bunu yapabilmek için, Beatty’nin yazıları, Frankfurt Okulu ve postmodernizmden devşirilen moda akademik kavramları birbiri ardına sıralıyor: cinsellik, erkeklik, kültürel ırkçılık, sömürgecilik sonrası, “beyazlık”, “mekân” vb. Örneğin 2017 tarihli bir yazısında, İrlanda milliyetçiliğinin aynı zamanda sömürgeci bir hareket olduğunu, çünkü İrlandalıların “beyazlık” peşinde koştuğunu ve dolayısıyla Avrupa “metropolünden” yayılan baskıya katıldıklarını öne sürüyor. Bir başka pasajda ise “İç sömürgeciliğin olası bir örneği olan İrlanda milliyetçi ütopyacılığı da belirli bir alanın milliyetçi sahipliğini kanıtlamaya çalışmıştır,” diye yazıyor.
Bunların hiçbiri anlaşılır değildir. Olmaları da gerekmiyor. Sözde entelektüel jargon daha basit bir noktayı maskelemektedir. Beatty, Siyonizmi, İrlanda cumhuriyetçiliğinden farklı olmayan, belirli “sınırlılıkları” olsa da sömürgecilik karşıtı bir mücadele olarak tasvir etmek istiyor.
Örneğin Beatty, Siyonist hareketin Filistin’in kontrolünü Britanyalılardan almaya çalışan kesimlerinin, İrlanda Cumhuriyet Ordusu (IRA) tarafından kullanılan terörist yöntemleri kopyaladığını belirtiyor. Fakat dikkat çekmediği nokta, 1930’larda Britanyalı yetkililere suikast düzenleyen Siyonist terör çetelerinin aynı zamanda Filistinlileri katlettiği ve Siyonist Vladimir Jabotinsky’nin deyimiyle “kan ve ateş” harekâtıyla toprakları temizlediğidir. Bir faşist olan Jabotinsky, Beatty tarafından çalışmasında yalnızca “sağcı” olarak sunulmuştur.
Filistinlilerin varlığı, Beatty’nin “sömürgecilik sonrası” Siyonistler hakkındaki argümanını havaya uçurma tehlikesi yaratıyor. Beatty bu sorunu onlar hakkında neredeyse hiçbir şey söylemeyerek çözüyor. Akademik çalışmasını özetlediği bir makalesinde “Filistinli” ve “Arap” kelimeleri bile geçmiyor. Siyonistlerin, bir Yahudi devletine ilişkin toz pembe vizyonlarını okuyucularıyla paylaşıyor ve bunların İrlanda milliyetçilerinin başarmayı umdukları şeylere benzediğinde ısrar ediyor:
Gerçekten de toprak, tarım ve üretken fiziksel çalışma hem Siyonizmin hem de İrlanda milliyetçiliğinin ortak kaygılarıydı. Sabra [“yeni” Yahudi], yeni İsrail toplumunun örneği olacaktı ve belki de en önemlisi, özellikle tarımcı, çalışkan, toprağa bağlı, doğa sevgisine sahip ve mirasını savunmaktan asla korkmayan bir figür olacaktı. [3]
Beatty, Siyonistlerin “doğa sevgisi” ve “mirasını” korkusuzca savunmasının, eyleme geçtiğinde köyleri yakmayı, insanları katletmeyi ve onları sürgüne göndermeyi gerektirdiği gerçeğini anlatmıyor. İrlandalılar bu tür suçlara aşinaydılar. Ne var ki, İrlandalılar fail değil, Filistinliler gibi kurbandılar. İrlanda köylülerinin Britanyalı gaspçılara karşı toprak mücadelesi, Filistinlilerin kendilerinden çalınan topraklara “geri dönüş hakkı” talebine benzer şekilde, İrlanda tarihinde devrimci bir unsurdu.
Beatty, Siyonizmin sözde “ilerici” olduğunun düşünüldüğü bir zaman dilimi olduğunu savunmak için her yolu deniyor. Bir podcaster’a söylediği gibi,
1950’lerde ve hatta 60’ların başında, dünyadaki en ilerici insanların çoğu Siyonizme çok olumlu bakıyordu. Jean-Paul Sartre, Bertrand Russell, hatta bazı noktalarda Lev Troçki. Siyonizme oldukça sempati duyuyorlardı. Altı Gün Savaşı’ndan sonra ise küresel sol Siyonizme daha az sempati duymaya başladı. [4]
Bu açıklama yanlıştır. Troçki hiçbir zaman Siyonizme karşı düşmanlıktan başka bir şey ifade etmemiştir ve 1950’lerden ve 1960’lardan çok önce, 1940 yılında Stalinist ajanlar tarafından öldürülmüştür. Dahası, şu ya da bu “ilerici” bireyin kafa karışıklığı ve yanlış değerlendirmesi ne olursa olsun, gerçek “küresel sol” Siyonizme yalnızca İsrail’in 1956 Süveyş Savaşı ve 1967 Altı Gün Savaşı’nda komşularına saldırması nedeniyle değil, Siyonist projenin özünde emperyalist karakteri nedeniyle karşı çıkmıştır.
Healy’nin 1956’da Mısır’a yönelik emperyalist saldırıya karşı çıkışı
Beatty, emperyalizme ve onun İsrailli hizmetkârlarına karşı Filistinlileri ve Arap milliyetçilerini savunduğu için Healy’ye saldırıyor. Milliyetçi Nasır hükümetinin İsrail, Fransa ve Britanya’nın birleşik işgaliyle karşı karşıya kaldığı Süveyş Krizi sırasında Mısır’ı savunan bir broşür yazdığı için Healy ile alay ediyor. Beatty, Healy’nin bu saldırıya karşı açık muhalefetini, “Arap dünyasının ... anti-emperyalizm olarak süslenmiş propagandasının yeniden üretilmesi” olarak nitelendiriyor. (15-16)
Geniş sömürgelere sahip dünyanın önde gelen iki kapitalist gücünün Süveyş Kanalı’nı ele geçirmek ve Nasır hükümetini ezmek için bir araya gelmesi emperyalizm değilse nedir?
1956’da Healy şöyle yazmıştı:
İnsanlık tarihinde ilk kez, Atlantik Okyanusu’ndan Basra Körfezi’ne kadar milyonlar insandan oluşan yoksul Arap halkı daha fazla özgürlük ve daha iyi bir yaşam açısından düşünmeye başladı. Yöneticilerinin hiçbir şekilde sosyalist olmadıkları doğrudur; daha ziyade, şu anda sosyalist bilincin yaklaşmakta olan şafağını yansıtan bir aynadan başka bir şey olmayan derin ulusal duyguları yansıtmaktadırlar. İşte bu yüzden emperyalist soyguncuların eski çetesi Arap halklarından şiddetle nefret etmektedir...
Emperyalizmin elinde belki de tarihteki diğer tüm ırklardan daha fazla acı çekmiş olan Yahudi halkının, şimdi sömürge halkına karşı bu gerici hamlenin öncüsü olarak kullanılması trajik bir ironidir. … Her yerdeki Yahudi emekçiler, İsrail’in Arap halkını sırtından bıçaklamasını kınamalıdır. Yahudiliğin geleceği kapitalist bir İsrail’de değil, sosyalist bir çözümde yatmaktadır. ... Emperyalistler İsrail’de, Hitler’in suçlarını gölgede bırakacak kanlı bir holokosta yol açabilecek bir devlet kurmayı başarmışlardır.
Healy’nin broşürü, emperyalizmin hizmetinde çölde ölmeye gönderilen genç Britanyalıların kaderine duyulan öfkeyi dile getiriyor ve emperyalistlerin tamamen aşağı gördükleri Mısırlıların başarılarına ve Arap kültürünün değerine işaret ediyordu. Bu, ilkeli ve güçlü bir açıklamadır.
The Party Is Always Right’ta Beatty, Healy’nin ölümünden sonra Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) önde gelen isimleri tarafından kendisine gösterilen saygıyı sinik bir şekilde karalamaktadır. Beatty, “WRP, önde gelen bir FKÖ militanı olan Ebu Cihad (Halil el-Vezir) ile olan bağlarından açıkça gurur duyuyordu,” diyor. “Kendisi de El Fetih Merkez Komitesi üyesi olan ve daha sonra Filistin Yönetimi’nde Sosyal İşler Bakanı olarak görev yapacak olan Ebu Cihad’ın eşi İntizar el-Vezir, Gerry Healy için bir methiye yayımladı.” O açıklamada, eşi 1988 yılında Tunus’taki evinde İsrail komandoları tarafından kurşun yağmuruna tutularak öldürülen İntizar el-Vezir, Healy’i “Filistin Devrimi’nin sarsılmaz bir dostu ve müttefiki ve dünyadaki tüm kurtuluş hareketlerinin gerçek bir dostu ve kardeşi” olarak nitelemişti. (120)
Bu gerçekten de Filistin ulusal hareketinin merkezi liderlerinden birinin Healy’ye yönelik önemli bir övgüsüydü. Healy’nin liderliğini yaptığı Sosyalist İşçi Birliği (SLL) ve ardından İşçilerin Devrimci Partisi (WRP) İsrail devletine, onun Arap kitlelere yönelik zulmüne ve bu devletin Yahudi işçi sınıfının çıkarlarını savunma ve bu çıkarlar adına konuşma iddiasına karşı çıkmıştır. Healy, Siyonizmin hiçbir biçimini, hatta sözde “sol” emek türevlerini bile, Yahudilere karşı işlenen tarihsel suçlara karşı bir tür ilerici çözüm olarak kabul etmedi. Healy, Siyonizmi, bir sömürge girişimi, Britanya ve Amerikan emperyalizminin bir eseri ve Troçki’nin öngördüğü gibi “Yahudiler için bir tuzak” ve Arap kitleler için bir gaddarlık olarak gördü.
Healy’nin daha önce Filistinlilerinki de dahil sömürge mücadelelerini ilkeli bir şekilde savunması, 1970’ler ve 1980’lerde açık bir şekilde oportünist bir karakter kazandı. Healy ve İşçilerin Devrimci Partisi, Arap burjuva milliyetçiliğine uyum sağladı. WRP, Yaser Arafat ve Muammer Kaddafi gibi figürlere eleştirel olmayan bir destek verdi, siyasi olarak ilkesiz ilişkiler kurdu ve işçi sınıfının siyasi bağımsızlığını tehlikeye attı. Bu politikalar Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi (DEUK) içinde kararlı bir muhalefetle karşılaştı ve DEUK’un 1985-86’da Healy ve WRP’ye karşı mücadelesinde ve onlardan ayrılmasında büyük bir etken oldu.
Bununla birlikte, Uluslararası Komite, Healy’nin Filistin halkının emperyalizme ve onun Siyonist uşaklarına karşı mücadelesini savunmasındaki siyasi olarak ilkeli ve doğru olan hiçbir şeyi reddetmedi. Beatty’nin biyografisinin, DEUK içindeki 1982-86 mücadelesinin altında yatan tüm siyasi meseleleri tamamen görmezden gelmesi dikkat çekicidir.
Sonuç
Beatty, Healy ve Britanya Troçkizmine olan ilgisinin nedenini gizlemeye çalıştığı gibi, neden İsrail ve Yahudi tarihi üzerine çalışmaya başladığına dair de ciddi bir açıklama yapmıyor. Üniversiteye 24 yaşında başlayan Beatty, Nisan ayında New Books Network ile yaptığı bir podcast yayınında kendisini bu konuya çeken şeyin ne olduğuna dair soruya şöyle yanıt veriyordu: “Üniversiteden hemen önceki dönemde her nedense Ortadoğu tarihine çok ilgi duydum ve o zamanlar bunun sadece İrlanda tarihinden gerçekten bıktığım için olduğunu düşünürdüm. ... Buranın dünyanın gerçekten büyüleyici bir parçası olduğunu düşünüyorum.”
Tüm tarihçiler neden belirli bir uzmanlık alanı seçtiklerini bilirler. Açıklamaları uzun ve ayrıntılıdır. Eğer Beatty bu konuda konuşmayacaksa, bunun nedeni konuşmak istememesidir. İrlanda ve İsrail-Siyonist tarihinin uydurma benzerliğini saplantılı bir şekilde öne sürmesinin kökenleri hakkında, bırakın inandırıcı olmayı, ayrıntılı bir açıklama yapmaktan kaçınmasının, kesinlikle akademik olmayan gizli bir ilişkinin varlığına işaret ettiğinden şüphe duyulabilir. Ancak bu, hakkında kesin bir bilgiye sahip olmadığımız ve dolayısıyla yorum yapamayacağımız bir konu.
Ama şunu kesin olarak söyleyebiliriz ki, Beatty’nin Healy’ye ve Troçkist harekete yönelik saldırısı, dürüst olmayan, ilkesiz bir akademik şarlatanın siyaseten gerici bir çalışmasıdır.
19 Kasım 2024
Dipnotlar
[1] Apple Podcasts. “Aidan Beatty and Dan O’Brien, ‘Irish Questions and Jewish Questions: Crossovers in Culture’ (Syracuse UP, 2018).” Erişim tarihi 18 Kasım 2024. https://podcasts.apple.com/us/podcast/aidan-beatty-and-dan-obrien-irish-questions-and/id425369034?i=1000652230654.
[2] “Aidan Beatty -’Belfast in Not Here’: Israel’s Perspective on the Northern Irish Peace Process - YouTube.” Erişim tarihi 18 Kasım 2024. https://www.youtube.com/watch?v=nsT1EoXv48M.
[3] “Body and Soul of the Nation – Early 20th Century Irish Nationalism and Zionism – The Irish Story.” Erişim tarihi 18 Kasım 2024. https://www.theirishstory.com/2013/02/05/body-and-soul-of-the-nation-early-20th-century-irish-nationalism-and-zionism-as-ideologies/.
[4] Apple Podcasts. “Aidan Beatty and Dan O’Brien, ‘Irish Questions and Jewish Questions: Crossovers in Culture’ (Syracuse UP, 2018).” Erişim tarihi 18 Kasım 2024. https://podcasts.apple.com/us/podcast/aidan-beatty-and-dan-obrien-irish-questions-and/id425369034?i=1000652230654.