Tüpraş işçilerinin satış sözleşmesine karşı mücadelesinde ileriye giden yol

Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşu olan Türkiye Petrol Rafinerileri (Tüpraş) ile Petrol-İş Sendikası arasındaki toplu sözleşme görüşmeleri Çarşamba sabahı sözleşme imzalanarak sonuçlandı.

Kendilerinden habersiz olarak bir satış sözleşmesi imzalanması ve temel taleplerinin karşılanmaması nedeniyle İzmir-Aliağa ve Kocaeli rafinerilerindeki işçiler eylemlere başladılar.

Kocaeli rafinerisinde Tüpraş işçileri sendikanın satış sözleşmesini protesto ederken. 8 Mayıs 2025. (Photo:: X / furkanclskn7)

Aliağa rafinesindeki işçiler sendika şubesinin sözleşme şartlarını açıklamasının ardından yürüyüşe geçerek rafineri girişini kapattılar; daha sonra İzmir-Çanakkale Çevre Yolu’na yürüdüler.

Kocaeli rafinerisi önünde toplanan işçiler ise D-100 şehirlerarası karayolunu trafiğe kapatarak yürüyüşe başladı. Polis barikat kurarak ve biber gazı ile işçilere müdahale ederek yürüyüşü engellemeye çalışsa da başarılı olamadı. Yürüyüşün ardından tekrar rafineri önünde toplanan işçiler bazı tankerlerin geçişine ve servis araçlarının çıkışına izin vermedi.

Loading Tweet ...
Tweet not loading? See it directly on Twitter

İşçiler Çarşamba gecesini fabrika girişinde geçirdiler ve kararlılıklarını gösterdiler.

Şirket ise mesaiye girmeyen işçilere attığı mesajda işten çıkarma tehdidinde bulundu. Mesajda “… çalışma disiplinini bozarak ve iş emniyetini riske sokarak, işyerimiz vardiya düzenine aykırı davranışta bulunduğunuz tespit edilmiştir. … vardiya düzenine riayet etmeniz ihtar edilmektedir. Kanuna ve şirket kurallarına aykırı eylemleriniz nedeniyle hakkınızda disiplin süreçleri başlatılmış olup yasal savunmanız alınacaktır” ifadeleri yer aldı. Bu tehdide rağmen petrol işçileri, Perşembe sabahı da Kocaeli ve Aliağa rafinerilerinin önünde eyleme devam ettiler ancak daha sonra eylemler sonlandırıldı.

Dünya Sosyalist Web Sitesi yazarı ve Sosyalist Eşitlik Grubu temsilcisi Ulaş Ateşçi, Aliağa rafinerisi önünde Tüpraş işçilerinin mücadelesi aşağıdaki açıklamayı yaptı.

Loading Tweet ...
Tweet not loading? See it directly on Twitter

Türkiye’nin en büyük kapitalist gruplarından Koç Holding’e ait Tüpraş, Kırıkkale, Batman, Kocaeli ve İzmir-Aliağa rafinerilerini işletiyor. 3.500’ün üzerinde işçiyi kapsayan toplu sözleşme görüşmeleri boyunca dört rafineride şirketin düşük ücret dayatmasına karşı eylemler yapılıyordu.

2006’da Recep Tayyip Erdoğan hükümetinin haraç mezat özelleştirerek devrettiği Tüpraş her yıl işçilerin sömürüsüyle rekor kârlar elde ederken, işçiler reel ücretlerinin ve yaşam standartlarının gerilemesine tanık oluyorlar. Bu süreç, Türk-İş konfederasyonuna bağlı Petrol-İş bürokrasisinin işbirliğiyle gerçekleşiyor.

Geçtiğimiz yıllarda işçiler artan hayat pahalılığı ve hükümet ve şirketlerin ücretleri baskılama politikaları nedeniyle reel ücretlerinde keskin kayıplar yaşadılar. Nisan 2025 itibariyle Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) resmi yıllık tüketici enflasyonu yüzde 38 iken bağımsız bir kuruluş olan ENAG bu oranı yüzde 74 olarak açıkladı. Geçtiğimiz yıllarda ENAG tarafından tespit edilen gerçek enflasyon uzun süre yüzde 100’ün üzerinde seyretmişti.

Toplu sözleşme görüşmeleri başladığında Tüpraş işçilerinin üç temel talebi bulunuyordu: reel ücret kaybını durdurmaya yönelik yüzde 85 oranında ücret zammı, kıdem farkı ödemesi ve sözleşmelerin 2 yılda bir yapılması. İşçilere sözleşmede yalnızca yüzde 35 oranında bir ücret artışı dayatıldı ve diğer iki talebi kabul edilmedi.

İşçiler sadece taleplerinin karşılanmamasına değil üyesi oldukları Petrol-İş Sendikası’na da tepkilerini dile getirdiler. Evrensel gazetesine konuşan bir işçi “Bu kadar direnen ve geçinemeyen işçi varken yangından mal kaçırır gibi sabaha karşı imza atmak nedir? Günlerdir şube başkanları bas bas bağırıyordu ‘şöyle yapacağız, böyle yapacağız,’ şimdi işçiye nasıl hesap verecekler?​” dedi.

Bir başka işçi ise “Bizim talebimiz bu değildi. Bizi yine sefalete mahkûm ettiler. İki yıllık sözleşme yok, zam yok, kıdem farkı yok! Ne var, koca bir hiç. Hiçbir talebimizi geçmediği bir sözleşmeye nasıl imza atılır,” diye sordu.

15 yıldır Tüpraş’ta çalışan bir işçi ise sendikal aygıtın mücadelenin önünde bir engel olduğunu ve işçilerin ipleri kendi ellerine almaları gerektiğini şöyle ifade etti: “‘Sendikamızın yapması lazım, sendikanın planlaması lazım’ diye diye bu noktaya geldik. Biz bastırmazsak biz ısrar etmezsek sonuç bu,” diye konuştu.

Tüpraş işçileri mücadelelerini ileriye taşımak için taban komitelerini kurarak ipleri kendi ellerine almalı ve başta petrokimya sektöründeki işçiler olmak üzere Türkiye’de ve uluslararası ölçekte işçi sınıfının diğer kesimlerine çağrıda bulunmalılar. 

Devam eden hayat pahalılığı ve Erdoğan hükümetinin reel ücretleri düşürme politikası, işçi sınıfı içinde büyük bir toplumsal muhalefet yaratmıştır. Şubat ayında Gaziantep’teki tekstil işçilerinin grev dalgası ve Çayırhan madencilerinin özelleştirme karşısında eylemleri işçi sınıfı içindeki mücadelelerinin hızla gelişme ve genişleme potansiyeline tanıklık ediyordu.

Mart ve Nisan ayında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından milyonlarca kişi başta seçme seçilme olmak üzere demokratik haklara yönelik saldırılara karşı protestolara katıldı.

Halihazırda birçok işyerinde grev ve eylemler devam ediyor. Toplu sözleşme görüşmeleri devam eden aynı işkolundaki Ravago ve TPI Kompozit işçileri protestolarına devam edip greve hazırlanırken Kocaeli’de Portakal Plastik fabrikasında grev başladı.

Diğer yandan birçok belediyede işçiler hakları için mücadeleye atılıyor. İzmir Konak Belediyesi işçileri Çarşamba günü greve çıktı. Toplu sözleşmede uzlaşma sağlanamayan Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin ulaşım şirketi BURULAŞ’taki işçiler 20 Mayıs’ta; İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZENERJİ, İZELMAN ve Ege Şehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi ise 29 Mayıs’ta greve çıkacaklar.

Enerji sektöründeki stratejik konumu ve geçtiğimiz aylardaki toplumsal muhalefet patlamaları dikkate alındığında Tüpraş işçilerinin mücadelesi tüm bu mücadeleleri ülke çapında sınıfsal bir temelde birleştirme potansiyeli taşıyor. Ancak bunun için işçilerin uluslararası bir perspektifle ve örgütlenmeyle donanması ve sendikal aygıtın deli gömleğinden kurtulması gerekiyor.

Tüpraş işçilerinin son deneyimi ve geçmiş yıllarda giriştikleri mücadeleler neden sendika bürokrasisine güvenememeleri gerektiği konusunda çok sayıda deneyim sundu.

2019’daki toplu sözleşme sürecinde de işçiler, şirketin dayatmalarına karşı sendikadan bağımsız harekete geçerek dört rafineriyi işgal etmişti. Nihayetinde sendika tarafından eylemleri sona erdirilen işçilere, resmi Yüksek Hakem Kurulu tarafından resmi enflasyonun altında bir zam oranı dayatıldı.

2022 yılında ise İzmir, Aliağa tesisinde çalışan işçiler, şirketin işten çıkarma planına karşı rafineriyi terk etmeme eylemi başlatmıştı. Sendika genel merkezi, işten çıkarılacak işçilerin isimlerini şube yönetimlerine bildirerek işçilerin olası kitlesel tepkilerinin dizginlenmesini istemişti. Şube yönetimleri ise son güne kadar sessizliğini koruyup, işçilerin fiili mücadele kararlılığı karşısında eylemin kontrolünü ellerinde tutmaya ve üretimin durdurulmasını engellemeye çalışmıştı. 

O zaman şöyle yazmıştık:

Dünya Sosyalist Web Sitesi, Tüpraş işçilerini sendikaya hiçbir şekilde güvenmemeye çağırır. İşten çıkarma saldırısını ve diğer saldırıları püskürtmek için her rafineride sendikadan bağımsız taban komiteleri kurulması şarttır. Sendikanın grevleri ve üretimin durdurulmasını engellemesine, işçileri bölmeye ve mücadeleyi bastırmaya çalışmasına karşı ancak bu tür komiteler işçileri birleştirebilir. Bu komiteler ayrıca hem Türkiye hem de dünya genelindeki petrokimya işçilerine ve diğer sektörlerdeki işçilere destek çağrısı yapabilirler.

Bu çağrı bugün de tümüyle geçerlidir. Şirketlerin ve hükümetlerin saldırısına karşı ve sendikaların mücadeleyi sabote etmesini engellemek için işçiler, işyerleri, sektörler ve ülkeler arasında birleşmeliler. Taban Komitelerinin Uluslararası İşçi İttifakı (TK-Uİİ), işçi sınıfının gelişmekte olan nesnel hareketinin ihtiyaç duyduğu örgütlenme aracını sağlamaktadır. Tüpraş işçilerini ve mücadeleye giren diğer işçileri, böyle bir komite oluşturmak üzere bizimle iletişime geçmeye çağırıyoruz.

Loading