1 Mayıs 2025

Nazizme karşı Sovyet zaferi ve günümüzde emperyalizme karşı mücadele

Bu konuşma, 3 Mayıs Cumartesi günü düzenlenen 2025 Uluslararası Çevrimiçi 1 Mayıs Toplantısı’nda Rusya’daki Bolşevik-Leninistlerin Genç Muhafızları temsilcisi Andrey Ritski tarafından yapılmıştır.

Bugün burada toplanan konuşmacılara ve dinleyicilere en içten selam ve tebriklerimi iletmek istiyorum.

Yoldaşım Bogdan Syrotiuk geçen yılki toplantıdan birkaç gün önce tutuklandı. Bir yıl sonra hâlâ onu Putin rejiminin ajanı olarak göstermeye çalışan Ukrayna gizli servisinin (SBU) elinde. Bogdan yoldaşın “suçu”, Lenin ve Troçki’nin geleneğine uygun olarak Marksist ilkeleri tutarlı bir şekilde savunmasıydı. Tutuklanmasıyla birlikte, Rusya ve Ukrayna işçi sınıfının Zelenskiy ve Putin rejimlerine karşı sosyalist enternasyonalizm temelinde bağımsız bir politika uğruna mücadelesi bir “suç” ve “vatana ihanet” ilan edildi.

Bogdan Syrotiuk, İkinci Dünya Savaşı'nda Nazi Almanya'sına karşı Sovyet zaferinin anıldığı bir 9 Mayıs mitinginde. [Photo: WSWS]

Oysa gerçek suçlular, Ukrayna faşizminin suçlarını örtbas eden ve Nazi suçlularına itibarlarını iade eden Zelenskiy rejimi ve onun emperyalist destekçileridir. Ukraynalı işçiler, Batı emperyalizminin ve oligarşinin çıkarları uğruna ölüme gönderiliyor.

Ancak Putin rejiminin politikası da bir o kadar gericidir. Putin rejimi, emperyalizmle anlaşmanın mümkün olduğu şeklindeki ütopik bir yanılsamaya dayanıyor. Ancak herhangi bir anlaşma yalnızca oligarşinin çıkarlarına hizmet edecek ve geçici nitelikte olacaktır. Eski Sovyetler Birliği işçi sınıfının karşı karşıya olduğu varoluşsal tehdidi savuşturmak için hiçbir şey yapmayacaktır. Putin rejimi, politikaları ve milliyetçi propagandasıyla emperyalizmin ekmeğine yağ sürüyor ve büyük bir felakete hazırlanıyor.

Bu toplantı, Sovyetlerin Nazizm’e karşı savaşta kazandığı zaferin 80. yıldönümüne denk geliyor. Bu zafer, Putin rejimi tarafından Ukrayna’ya yönelik gerici istilasına ilerici bir mücadele görünümü vermek için istismar ediliyor.

Kızıl Ordu askerleri Berlin'deki Reichstag'a Sovyet bayrağını çekerken, 2 Mayıs 1945.

Sovyetler Birliği’nin faşizme karşı savunulmasının Sovyet halkı için çok büyük bir bedeli oldu. Resmi tahminlere göre SSCB yaklaşık 27 milyon insanını kaybetti. Bunların arasında 14 milyon sivil ve cephe hatlarındaki çatışmalarda ölen 9 milyon Kızıl Ordu askeri vardı. 2 milyon kişi esaret altında ve ölüm kamplarında öldü; 2 milyon kişi de açlık ve hastalıktan hayatını kaybetti.

Bunlara sakat kalanların, toplama kamplarından sağ kurtulanların, akrabalarını, sevdiklerini, arkadaşlarını ve yoldaşlarını kaybedenlerin yaşadığı muazzam psikolojik ve fiziksel travma da eklenmelidir.

Bunların hiçbiri unutulamazdı. Sovyet sinemasında, müziğinde, şiirinde, resminde; her yerde kitlelerin büyük, kahramanca mücadeleleri boyunca izledikleri yolun yansımalarını bulmak mümkündü.

Bugün Kremlin, milliyetçiliği teşvik etmek ve tarihsel kafa karışıklığı yaratmak için savaşın köklü anılarından yararlanmaya çalışıyor. Bu çığ gibi propagandanın asıl amacı Sovyetler Birliği ile Rusya Federasyonu arasındaki siyasi ayrımı bulanıklaştırmaktır. Ancak coğrafi konumlarına ve her iki devlette de yaşayan kuşakların varlığına rağmen, SSCB ile Rusya Federasyonu tamamen farklı sınıfsal ve tarihsel kökenlere sahiptir.

Petersburg, Rusya'da, 22 Nisan 2025 Salı günü, Müttefiklerin İkinci Dünya Savaşı'ndaki zaferinin 80. yılını kutlamak üzere 9 Mayıs'ta Dvortsovaya (Saray) Meydanı'nda gerçekleştirilecek Zafer Günü askeri geçit töreni provası sırasında onur muhafızları yürüyor. [AP Photo/Dmitri Lovetsky]

Sovyetler Birliği, Bolşeviklerin önderliğindeki işçi sınıfının Ekim Devrimi’nin kazanımlarını savunduğu, zaferle sonuçlanan İç Savaş’ın ardından Aralık 1922’de kuruldu.

Bolşevikler, burjuvaziyi mülksüzleştirerek, ulusallaştırılmış mülkiyet ilişkileri ve planlı bir ekonomi kurarak, sosyalist bir toplumun sosyoekonomik temellerini attılar. Sosyalizmin inşasını bilinçli olarak dünya devriminin zaferine bağladılar. Ancak bu enternasyonalist Marksist program, kendi ayrıcalıklarını savunmak için “tek ülkede sosyalizm”i inşa etme yönündeki gerici programı ilan eden Stalinist bürokrasi tarafından ihanete uğradı.

Sovyet devletinin ve Bolşevik Parti’nin bürokratik yozlaşması, Büyük Terör döneminde devrimci kuşakların katledilmesiyle doruğa ulaştı. Yine de işçi devletinin temel dayanakları muhafaza edildi. Ve Marksizmin en önde gelen temsilcilerinin öldürülmesine rağmen, kitleler arasında Ekim Devrimi’nin geleneklerine ilişkin temel düzeydeki bilinç hâlâ varlığını sürdürüyordu. Nazizme karşı savaş sırasında zincirlerinden kurtulan ve Sovyetler Birliği’nin zaferini garantileyen işte bu geleneklerdi.

Rusya Federasyonu ise Ekim Devrimi’nin geleneklerine ve kazanımlarına yönelik Stalinist karşıdevrimden doğdu. 1985’ten başlayarak, Mihail Gorbaçov’un perestroykası, yozlaşmış işçi devletinin temellerini kesin olarak baltaladı. 1991 yılında bürokrasi Sovyetler Birliği’ni tasfiye etti. Bu karşıdevrimden Yeltsin’in ve ardından Putin’in oligarşik rejimleri ortaya çıktı. Putin rejimi Ukrayna’daki savaşta emperyalizme karşı halkı değil, Rus oligarşisinin kapitalist mülkiyetini savunuyor.

Nazizme karşı savaşta Sovyet kitlelerinin muazzam fedakarlıklarına gösterilecek tek dürüst saygı ifadesi, gerçeği dile getirmek olur: Putin ve Rus oligarşisi, Nazizme karşı savaş geleneklerinin düşmanlarıdır. Onlar Rus, Ukraynalı ve uluslararası işçi sınıfının çıkarlarının düşmanlarıdır.

Bugün emperyalizme karşı mücadelenin tek yolu, Rusya işçi sınıfının Ukrayna ve uluslararası işçi sınıfıyla birlikte Ekim Devrimi bayrağı altında bağımsız seferberliği uğruna mücadeleden geçmektedir.

  • Ukrayna’daki savaşa hayır!
  • Rusya ve Ukrayna işçi sınıfını birleştirin!
  • Emperyalizme ve burjuva milliyetçiliğine hayır!
  • Ekim Devrimi’nin geleneklerini yeniden canlandırın!
  • Bogdan Syrotiuk’a özgürlük!
  • Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi’ni inşa edin!
Loading